Annelerimizin, babalarımızın, anneannelerimizin meşhur bir sözü vardır : Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakalım. Herkes söyler bu sözü ama bunun gerçekleşmesi için uğraşan, çabalayan çok kişi göremedim maalesef. Sizin de düşünmenizi istiyorum. Çevrenizde bulunan kişilerden kaç tanesi böyle bir dünyanın geriye kalması için bir şeyler yapıyor? Ama durun, siz bile yapmıyorken daha iyi bir dünya için bir şeyler, neden diğer insanları yargılayasınız?
Sanayileşme, fabrikalaşma ve makineleşme birçok sorun ortaya çıkarıyor. Bunların başında çevre sorunları ve çevre kirliliği geliyor. Çevre sorunları ise küresel çapta büyüyerek küresel sorunlara dönüşüyor. Bu yüzden yaşanılabilir bir dünya için sanayileşmenin sınırlandırılmasını gerçekten gerekli görüyorum. Yeraltı ve doğal zenginliklerimizin sorumsuzca tüketilmesinden bahsetmiyorum bile! Doğal zenginliklerimizin sanki hiç bitmeyecekmişçesine kullanılması da çevre sorunlarını arttırıyor. Çevre sorunlarının artması aynı zamanda çevre kirliliklerine de yansıdığı için su, toprak ve hava hızla aşırı bir şekilde kirleniyor. Buna bağlı olarak insan hayatının nesli ciddi bir şekilde tehlikeye giriyor. Sadece insan hayatı değil tüm canlıların hayatları tehlikeye giriyor. Bazı canlıların nesli tükendi bile, çoğu canlının ise nesli ciddi bir şekilde tehlikede!
Bu sorunları önlemek, dünyamızı daha yaşanılabilir bir hale getirebilmek için yapabileceğimiz şeylere değinecek olursam ilk olarak yukarıda da söylediğim gibi sanayileşmenin sınırlandırılması şart, aynı zamanda sanayilerden çıkan atıklar için geri dönüşüm tesisleri üretilmeli ve bu tesisler az sayıda değil, çok sayıda olmalı. Doğal enerji kaynakları çok sayıda kullanılıyor biliyorsunuz ki. Bu doğal enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji kaynakları kullanmalıyız. Çevremizde geri dönüşüm tesisleri olsa da yeterli kadar olmadığı da bir gerçektir. Bu yüzden geri dönüşüm tesisleri üretilmeli, atıklar ayrıştırılmalı ve bu atıkların geri dönüşümü sağlanmalıdır. Çevremizi korumak için öğrencilere bir takım şeyler anlatılıyor, anlatılıyor ama çok dikkate alınmıyor. Dikkate alınması için kesinlikle daha çok uğraşılmalı. Nüfus arttıkça insanların yaşayacağı bir eve ihtiyacı da artıyor. Bu yüzden gür ormanlarımızı yok ediyoruz. Ama doğayı tahrip etmemeli, yok etmemeliyiz. Boş yerlere bina değil de ağaç dikilmeli, milli parklar kurulmalı. Pencereden bakınca ağaçları görmek yerine binaları görmeyi kim ister? Bir düşünün, sabah kalktığınızda her yerin bina ile dolu olduğunu, gökyüzünün mavi değil de gri olduğunu görüyorsunuz. ne hissedersiniz? Kapana kısılmış, bıkmış hissetmez misiniz? Nefes almak için dışarı çıktığınızda bir nefes değil de bir zehir soluduğunuzu düşünmez misiniz? Böyle bir hayat sizi ne kadar mutlu edebilir?
Dünyamızı korumak için daha fazla uğraş göstermemiz gerektiğini düşünmüyor musunuz? Diğer insanları düşünmüyorsanız bile kendinizi düşünün. Böyle bir hayat, böyle bir kirlilikte yaşamak ister misiniz?