Yeni bir ortam, yeni bir heyecan, yeni bir başlangıç, yep yeni bir sayfa…
Okula başladığım günü çok iyi hatırlamıyorum ama yine de anlatmak istiyorum hatırladığım kadarıyla. Okulun ilk günü çok heyecanlı ve çok korktuğumu hatırlıyorum niye korktuğumu ben de bilmiyorum ama bir yandan çok da mutluydum. Okullu çok sıkıcı buluyordu herkes ama bana hiç öyle gelmemişti. O sabah kalktığımda o heyecanla elim ayağım titrediğini hatırlıyorum. Normalde sabahları babama gidip günaydın derdim ama o heyecanla babam ve anneme yüz bile vermedim. Okulla girdiğim de heyecanım artıkça artıyordu. O heyecanı yaşamadan hiç kimse anlayamaz. Çocukluğun en güzel dönemlerinden biri bence.
İşte geldik sınıfa yeni insanlar yeni ortam heyecanla girdim, bem beyaz olmuştum. Annem elimi bıraktığı anda artık başlıyordu her şey. Bir sandalyeye geçip oturdum yanım da zenci bir kız vardı, diğer yanımda ise Çinli bir çocuk. Sonra ise hoca teker teker isimimizi sordu. Bana geldi sıra, susup kaldım heyecandan. Sonra adımı söyledim ve bana niye sustuğumu sordu. Ben de yine düşündüm ne diyeceğimi bilemedim. Zil çaldı, herkes dışarı çıktı ben de çıktım arkadaş edindim ve çok eğlendim. Okul aslında çok güzelmiş diye düşündüm. İlk günün son dakikası ve son saniyeleri çok eğlenmiştim, eve dönmek istemedim ama annem geldiğinde hemen yanına koşarak gittim ve onu ne kadar özlediğimi anladım. Eve geldiğim de babamı ne kadar özlediğimi anlayıp babama sarıldım. Garip ama güzel bi gündü.