Yine bir yaz tatiliydi ve biz ailecek yine Karaburun’a gidiyorduk. Karaburun, İzmir’in bir ilçesi; çok da bilinmeyen bir yerdir. En azından kendime biraz büyüdüğümde arkadaş bulabilmiştim –dediğim gibi çok kişi gitmez oraya ve arkadaş bulmak da zordur- Arkadaş bulmuştum bulmasına ama bizim gideceğimiz süreç içerisinde onlar tatillerini tamamlamış ve evlerine geri dönmüşlerdi.
Bütün bunları düşünürken artık görünmeye başlamış olan denizi seyretmeye, telefonumdan açtığım favori şarkımı dinlemeye biraz da mırıldanmaya başlamıştım. Bir süre sonra yazlığımıza varmış ve eve yerleşmiştik. Yorgunluktan ölüyordum ancak yaklaşık 1 yıldır görmediğim denizin yanına gidip oturdum ve manzarayı izlemeye başladım. O sırada annesiyle-sanırım annesiydi- yüzen bir kız gördüm. Yaklaşık benim yaşlarımda, benden uzun, kıvırcık ve kabarık saçları olan şirin bir kızdı. Çok da eğlenceli gözüküyordu.
Sabah kalkıp her zamanki işlerimi yaptıktan sonra hazırlanıp denize gittim ve onu gördüm. Aslında biraz çekinmiştim çünkü çok sosyal biri değildim. Denize girmiş yüzüyorken birden yanımda belirdi. Çok hızlı yüzüyordu. Hemen arkadaş olalım mı, diye sordu. Ben de dünden meraklıydım ya olur, dedim. Daha sonra birlikte yüzdük, atladık hatta onun benimle aynı sitede kaldığını öğrendiğimden beri akşamları dışarıya çıkıp oyun oynadık.
Tabii bu olaylar yaşanırken daha küçüktüm. Şimdi ikimiz de büyüdük. Artık oyun oynamıyor; oturup müzik dinliyor, fotoğraf çekiniyor, sohbet ediyoruz. Hatta bazen diğer arkadaşlarımın olduğu zamanlara denk geldiğinde tatilimiz hep birlikte takılıyor, deniz kenarında oturuyoruz.
Hatta bir gün annemlerle tartışmış evden çıkmıştım. Zaten çıkacaktım ancak bu olay işlemi hızlandırmıştı. Yolda yürürken onunla yani Nazlıcanla karşılaştım. Neden bilmiyorum ama o gün bana çok iyi gelmişti. Birlikte dertleşmiş, hatta sıkılıp kıyafetlerimizle denize bile atlamıştık.
Bir keresinde ise bana hoşlandığı çocuğu anlatmıştı. Çocuğu daha önce görmemiştim, tanımıyordum. Ancak ona rağmen onu aramış ve konuşmuştum. Bir bakıma o da yakın arkadaşım olmuştu. Nazlıcan ile birlikte onu arıyor, espriler yapıyor, akşamlarımızı öyle geçiriyorduk bir tatil boyunca.
Gerek kişiliği gerek de bana karşı davranışları Nazlıcan’ı iyi bir arkadaş yaptı. O gün bu gündür onunla her yaz görüşüyoruz. Tabii ki birbirimizi özlüyoruz çünkü o İzmir’de ben ise Ankara’da yaşıyorum. Ama yazın en az 2 ay görüşebiliyoruz. Her ne kadar bu süre yeterli olmasa da, biz bununla yetinip elimizden geldiği kadar eğlenmeye, özlemimizi gidermeye çalışıyoruz. Onu iyi ki tanımışım. Canım kıvırcığım o benim.