Her bireyin kendine has yetenekleri, zevkleri vardır.
Peki günümüz dünyasında bunları kim önemsiyor ?
Üniversite öğrencisi olduğunuzu düşünün. Saat 6.00 sularında kapkaranlık bir güne gözlerinizi açtınız. İçinizden okula gitmek istemediğinizi tekrar ederken akşam ağzınıza dolanan şarkıyı anımsadınız. Bu şarkı eşliğinde kahvaltı yapmanın güzel bir fikir olduğunu düşündünüz. Ardından saat kontrolü yapmak üzere telefonunuzu açtığınızda, evden çıkmazsanız ilk dersinize çok gecikeceğinizi fark ettiniz. Kulaklığınızı, ev anahtarlarınızı, çantanızı ve telefonunuzu kavradığınız gibi evden çıkıp metro istasyonunun yoluna koyuldunuz. Aklınıza takılan şarkıyı açtınız, kulaklıklarınızı taktınız, şansınıza metroda oturacak yer de var. Hemen bulduğunuz yere yerleştiniz. Metronun koyu ve iç bunaltıcı duvarlarına bakmaya başladınız. Bu esnada ailenizin sizden hangi meslek sahibi olmanızı istediğini hatırlayıp bu meslek sahibi olmayı ne kadar çok istemediğinizi, hayalinizdeki mesleğin ünlü bir ressam olmasını istediğinizi düşündünüz. Aileniz sizden bankacı olmanızı istiyor ve siz bu alanda hem başarılı değilsiniz hem de çalışma isteğiniz bu yönde değil. Ailenizle yaptığınız konuşma ise ressam olmanın ülkemizde pek kazanç sağlamayacağı ve ablanızın/ ağabeyinizin olduğu gibi sizin de bankacı olmanız istendiği yönünde. Bir yandan ailenizin haklı olduğunu düşünüyorsunuz. Yetişkinlik döneminde başlayacağınız meslek sizin bütün hayatınızda birlikte olacak sonuçta. Ayrıca yine aynı nedenden ötürü hak vermiyorsunuz çünkü istemediğiniz bu meslekle bir ömür geçireceksiniz. Daha sonra aklınızdan yaptığınız bu tartışmanın kendinize sadece zarar verdiğini zaten bankacı olma yolunda ilerlediğinizi, üniversite seçimlerinizi çoktan yapmış olduğunuzu hatırlıyorsunuz.
Az önce okuduğunuz örnekte de olduğu gibi insanlar kendi seçimlerini özgür bir şekilde yapamıyorlar. En alt basamağa baktığımız zaman ailemiz bizi karşılıyor. Onlar bizim için en iyi olacağını düşündükleri mesleklerle birçoğumuzu kısıtlıyorlar. Ancak bu durum olumlu sonuçlara neden olabileceği gibi olumsuz sonuçlara da neden olabiliyor. Sonuçta kişinin istekleri, düşünceleri, yetenekleri ve hayalleri bu gibi durumlarda hiçe sayılmış oluyor. Daha genel bakıldığında ise toplumları görüyoruz. Her toplumun kendine özel olarak seçtiği ve ön planda tuttuğu mutlaka birkaç meslek dalı vardır. Bu mesleklerin dışında kalanlar ise toplum tarafından saygı görmüyor hatta birçoğu meslekten sayılmayabiliyorlar. Ayrıca toplumun, konuştuğumuz meslekleri değerli görmem esinden dolayı meslek sahiplerinin gelirleri kendi ailelerini geçindiremeyecek durumda bile olabiliyor.
Şimdi de insanların kendi seçimlerini rahatça yapabildiği bir dünya düşünelim. Toplum tarafından bütün mesleklerin kabul gördüğü, bireylerin kendi yeteneklerine ve isteklerine bağlı olarak seçim yaptığı bir dünya. Bu durumda hem meslek sahibi olmayan kadro sayısı azalacak hem de bireyler kendi seçtikleri mesleklerde olmanın mutluluğuyla görevlerini daha iyi yerine getirecektir.