Herkesin adeta fabrikadan çıkmış gibi tekdüze hale geldiği şu günlerde yeteneğimiz veya ilgi alanımız olan ve muhtemelen ilgilendiğimizde daha verimli ve daha mutlu çalışacağımız ve böylelikle hem maddi hem manevi açıdan daha çok kazanacağımız uğraş alanlarımızdan uzaklaştırılarak saygınlığının ve kazanılan parasının daha çok olduğu düşünülen çalışma alanlarına ilgi duymaya itiliyoruz. İşte sorun da tam olarak burada başlıyor çünkü saygın bulmadığımız mesleklerin sahiplerine saygı duymuyoruz ve buna göre meslekleri kendi kafamızda saygın veya saygın olmaya layık olmayan meslekler olarak kalıplara sokuyoruz. Bu meslekleri yapmak için de kafamızda kurduğumuz kalıplara uygun olmamız gerektiğini sanıyoruz. Saygın bulmadığımız bir mesleğe çizdiğimiz kalıplara sadece saygın olmayan insanların uygun olduğunu düşünüyor ve bu meslekleri ne yapmak istiyor ne çevremizdeki sevdiğimiz insanların yapmasını tasvip ediyor ne de sözümüzü dinlemesi gerektiğini sandığımız biriyse yapmasına izin veriyoruz bir de üstüne bu meslekleri yapan insanları içten içe de olsa sırf kafamızda oluşturduğumuz kurmaca kalıplara uymuyor diye kabiliyetsiz buluyor ve hor görüyoruz.
“Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı ağa çıkma yeteneğine göre yargılarsanız balık tüm ömrünü bir aptal olduğuna inanarak geçirecektir.” -Albert Einstein
Hepimizin yetenekleri ve ilgi alanları farklıyken neden herkes aynı olsun istiyoruz? Bu dünyanın sadece doktorlara, avukatlara, mühendislere ihtiyacı yok ama bu gerçeği her seferinde bir şekilde unutuyor ya da sadece görmezden geliyoruz. Çocuklarımız doktor olsun, çok para kazansın; makam mevki sahibi olsun, saygı görsün istiyoruz ama aslında her mesleğin alın teri gerektirdiği için, bu meslekleri yapan her insanın da bu işi yapmak için gerekli olan alın terini döktüğü için saygı duyulmayı hak ettiğini unutuyoruz. Aslında herkese saygı duymayı öğrenebilsek, herkesin emeğinin değerli olduğunu unutmaktan vazgeçebilsek, herkesin yeteneklerinin, herkesin değerini bilebilsek belki de herkesin ilgi duyduğu alanlara yönelmesini sağlayabiliriz.
Yani tabii tutulduğumuz sınavlar için bile bu böyle değil mi? Siz hiç liselere kabulümüzün sağlandığı sınavlarda çok yüksek puanlar alıp meslek lisesine giden gördünüz mü? Çünkü meslek liselerinde eğitimi verilen meslekleri bile o kadar aşağıda görüyoruz ki bu okullara kabul puanlarını çok düşük tutuyor ve yüksek puanlı öğrencileri bu okullara layık görmüyoruz. Mühendislik, tıp gibi fen bölümlerine öğrenci hazırlayan fen liselerine ise en yüksek puanlı öğrencileri alıyoruz. Elbette bunun başka ve haklı sebepleri de var ancak bu bile neye ne kadar saygı gösterdiğimizin en basit örneklerinden biri.
Hiçbir insanı yaptıkları bize göre diğer insanların yaptıklarından daha değersiz diye başarısız ilan edemeyiz. Ve bu kalıplarımız, mahalle baskılarımızdan dolayı hiçbir mesleği değersiz kılamayız. Çoğu insan sırf birçoğumuz tarafından belirlenen standartlara ve kalıplara uymadığı için çevresinden yetenekiz ve işe yaramaz muamelesi görüyor ve bu yüzden kendini değersiz hissediyor. Ve bizim kimseye böyle bir şey yapmaya hakkımız yok.