Merhaba dünyalılar! Bu ayki yazımda size gelecekten sesleneceğim. Şimdiden söyleyeyim, yakın gelecek hiç de tahmin ettiğiniz gibi değil. Alışageldiğiniz çoğu şeye yavaştan el sallayabilirsiniz. Dost, acı söylermiş maalesef. Temelden, sarsıcı bir değişikliğe ramak kaldı.
Her geçen gün ilerleyen teknoloji, hayatımıza köklü yenilikler getirmeyi de ihmal etmedi. “Bunu da mı yaptılar arkadaş!” dediğimiz günlere geldik. Gurur verici, kabul ediyorum. İnsanoğlunun yararına olacak her fikir, her yenilik paha biçilemez değerde. Lakin olaya başka bir perspektiften baktığımda bambaşka bir manzarayla karşılaşıyorum. Robotlar, yaşamımızın tam merkezinde beliriveriyor. Hatta bazı ülkelerde vatandaşlık bile alabiliyorlar. Kendi ellerimizle yarattığımız robotlar bize meydan okuyup adeta dalga geçercesine “Bittiniz siz!” diyorlar.
Robotları fazlasıyla benimsemiş olacağız ki mesleklerimize dahi bulaşır olmuşlar. Mühendislik, doktorluk ve daha aklınıza getirebileceğiniz bütün meslekleri, göz göre göre robot kardeşlerimize teslim ediyoruz. Geleceğin çoğu mesleği, robotların elinde şunu bir kavrayalım önce. Birkaç yıl içinde televizyon ekranlarında metalden bir spiker gördüğümüzde şaşırmayın, önceden söyleyeyim sizlere.
Ağzım bir karış açık, hayretle izliyorum olup bitenleri. Bu arkadaşların da yapamayacağı şeyler yok değil diye düşünüyorum. Onların da kusurları var. Beynimizle yarışır olmuşlar, tamam. Ama ortada vicdan adına bir şeyler göremiyorum. Sonuçta her meslek belirli vicdan çerçeveleri içerisinde yürütülmeli. Nasıl oluyor da bir robottan psikolog ya da hakim olması bekleniyor? Hayret verici.
Devir, teknoloji devri. Fakat insan aynı insan. Doyumsuzluğundan süregelen farklı ihtiyaçların yanında, ilk günkü saflığını, sadeliğini koruyan ihtiyaçlarımız da var. Görüyorum ki gelecekte yepyeni ihtiyaçlarımızdan doğacak olan meslekler, bizim bilindik mesleklerimizin üstünü karalayacak. Şimdiden kokusunu hissettirmeye başladılar. Neymiş efendim köpek gezdiriciliğiymiş, veri bekçiliğiymiş. Miş miş miş de muş muş muş! Yapmayın efendim, bir hallacın verdiği uğraşla…
Tabii ki her mesleğin kendine özgü zorlukları vardır, yanlış anlaşılmasın. Ama geleceğin gözde mesleği eğlence uzmanıyla, daimi olacağını düşündüğüm mesleklerden eğitimcilik arasındaki emek farkı uçurum kadar bence. Herkes yönetici, sekreter, pazarlamacı olabilir fakat eğitmen asla. Belki de bu yüzden adına uzun yıllar boyunca alışık olacağız. Sabır, emek, sevgi ve adaletin mükemmel ölçüdeki karışımı…
Var olduğumuz sürece istemeye, daha çok istemeye devam edeceğiz. Yapımızda var çünkü. Dünya, teknolojinin elinde. Teknoloji bizi ne tarafa sürüklerse biz de o tarafa yol alıyoruz. Böyle giderse doksana merdiven dayadığımızda (nasip kısmetse) bildiğimiz tüm meslekler de bizle toprağa gömülü olacak.
Birazda video molası verelim.
Vaktiniz varsa mutlaka göz atın derim!