Eğer siz de yurt dışına çıkmış iseniz insanların farklı olaylara farklı tepkiler verebildiğini gözlemlemişsinizdir. Bunun aslında benim görüşüme göre tamamen ülkeyle ilgisi yoktur. İnsanların çocukken ailelerinden aldıkları temel eğitimle, yaşadıkları ve büyüdükleri mahalleyle ve gittikleri okullarla da bir ilgisi var. Ama toplum olarak da kültürlerinden dolayı aynı ülkelerdeki insanların benzer tepki vermeleri normal olabilir, çünkü aynı eğitim sisteminde, aynı şeyleri öğrendiler ve neyin doğru, neyin yanlış olduğu bireylere bir bakıma sistem tarafından dayatılıyor. Bu neredeyse her ülke için geçerli. Belli bir yaşa kadar herkes doğru ve yanlış kavramlarını sistemin ve toplumun öğrettiği şekilde kabul eder ve uygular. Fakat şunu da kabul etmeliyiz ki temel insan davranışlarını yaşadığı ve büyüdüğü çevresel faktörler ve kültür belirler. Dolayısıyla her ülkenin kendi özel geçmişi, gelenekleri, kültürü olduğunu var sayarsak, toplumlar arasında farklılıkların olması da son derece doğaldır.
Toplumun en küçük birimi ailedir. Bir insanın temel davranışlarının eğitimi ailede başlar. Her çocuğun rol modeli ve kahramanı anne babaları ya da var ise abla ya da abileri olabilir. Çünkü hayat hakkında temellerini ev ortamında atarlar ve örnek almaları gereken insanlar vardır. Çocukların davranışları biçimlenirken sadece ailelerinden etkilenirler ve dış olaylardan etkilenmezler gibi düşünebilirler. Evet bu doğrudur çünkü çocuklar çok saftır ve evlerinin dışında yaşanan olayları kavrayamayabilirler. Fakat kendilerinden büyük olan aile üyeleri dışarıda olanları eve de taşırsa işte o zaman bundan çocuklar da etkilenir ve onların kişiliklerinde olumlu ya da olumsuz değişikliklere sebep olabilir ve bu değişiklikler çocuklar büyüdüklerinde onların davranışlarını etkiler ve olaylara olan tepkileri farklılaşır. Eğer yaşadıkları ülkeler barışçıl ve dost canlısı ülkelerse mesela İsveç ve İsviçre gibilerse insanlar da çocukluktan barışçıl ve pozitif insanlar olarak yetişmeye başlarlar. Mesela ben bir keresinde Amerika’ya gitmiştim ve orada insanlar çok sabırlı ve düşüncelilerdi. Özellikle de trafik konusunda. Önlerindeki kişi yeşil ışıkta bile olduğu yerde duruyorsa o kişinin arkasında korna çalmadan eğer aceleleri yoksa bekleyebildikeri kadar beklerler. Hatta yeşil ışık bittiğinde ve tekrar kırmızı olduğunda bile önlerindekilere korna çalmadan bekleyebilirler. Birkaç sokak röportajına göre düşünce sistemleri şudur. ” Önümüzdeki kişinin bizi bilerek bekletmeyeceğini ve büyük ihtimalle bir problemle karşılaştığı için ilerlemediğini düşünürüz. Hem önümüzdeki kişinin bir problemi varsa da arkasından ona korna çalıp ona strese sokmak istemeyiz.” Bence bu çok güzel bir davranış. Ben Kazakistana da gittim ve orada insanlar daha ışık sarı iken korna çalmaya başlıyorlar. Bunları Kazakları kötülemek veya Amerikalıları övmek için yazmıyorum sadece şahit olduğum birkaç örnek bunlar. Bu tür olayların sebepleri de insanların yetiştikleri yerler ve aldıkları eğitimdir.