Belli kurallara ve tekniklere uyularak yapılan, bedensel gelişmeye yararlı, eğlenmek ve yarışmak amacı da bulunan beden hareketlerinin tümünün ortak adıdır spor. Peki başkalarına zarar veren, hatta kimi zaman canına mal olan, şiddet temelli etkinliklere de spor demek ne kadar doğrudur?
Boks, güreş, boğa güreşi, horoz dövüşleri, tilki avı gibi; sonu karşı tarafın ciddi bir biçimde yaralanması veya hayvanların canından olmasıyla biten, vahşet içerikli etkinlikler halen spor başlığı altında gerçekleştirilmeye devam etmekte ve sayılı birkaç ülke haricinde ülkelerin yetkili mercileri tarafından yasal olarak kabul görmektedir. Peki buna düşüncesizlik, bilgisizlik ve gaddarlıktan başka ne denebilir? Bu hepimizin ama hepimizin üzerinde düşünmesi gereken çok önemli bir soru ya da sorundur aslında .
Boksun ve benzeri savaş temelli etkinliklerin Eski Yunan ve Roma’da ortaya çıkmasi ve bir süre halk tarafından eğlence olarak görülmesinin ardından, ölümcül sonuçlar doğurması sebebiyle, devlet tarafından yasaklandığı bilinmektedir. Ne yazık ki bu yasak yalnızca 18. yüzyıla dek geçerliliğini koruyabilmiştir. Günümüzde ise tekrar yasaklanması için yürütülen çalışmalar olmakla birlikte henüz büyük bir aşama katedildiği söylenemez. Hatta halen eğlence ve kendini geliştirme aracı olarak görülmekte ve çocuklara dahi öğretilmeye devam edilmektedir.
Hayvanlara karşı işlenen cinayetlerin spor bünyesi altında bulunması ise işin ele alınması gereken ayrı bir boyutudur. Binlerce masum hayvan, yalnızca bir grup insanın birkaç saatlik eğlencesi için canlarından olmakta bununla da kalınmayıp uzun süre işkence görmektedir. Az buz değil yılda tam 3300 boğa gereksiz birer güç gösterisinden başka bir şey olmayan boğa güreşlerinde insanların alkışları eşliğinde katledilmektedir. Bir zamanlar sayıları hiç de az olmayan hayvanların günümüzde nesli tükenmekte ve tüm bunlara “yalnızca spor” denilip geçilmektedir. Kitle iletişim araçlarında her an karşımıza çıkan konuyla alakalı tüyler ürpeti görüntüler yalnızca bunları gerçekleştirenlerin değil bunadur demekten aciz tüm insanlığın ayıbıdır.
Dünya üzerinde yaşanan şiddet oranlarındaki artışın hepimiz farkındayız. Bu artışların ana kaynağıysa hayatımız boyunca normal bir şeymiş gibi gösterilen, henüz gelişme dönemindeki çocuklarımızı kurslarına gönderdiğimiz şiddet içerikli boks, güreş ve benzeri faaliyetler, vicdansız insanlar tarafından gerçekleştirilen hayvan katliamlarının ve hiçbir cezaya tabi olmaması ve bunu bilerek veya belki de bilmeyerek yayan medyadan başka bir şey değil kuşkusuz.
Bu spor adı altındaki vahşeti durdurmak için bir adım atmaktan dahi çekinen bizlerinse dünya üzerinde yaşanan şiddetten şikayet etme gibi bir hakkı yok. Çünkü eğer dünya üzerinde bir şiddet varsa bu, zaten bütün bunları yasallaştırmaya ve normalleştirmeye uğraşan bizlerin eseri.