Hayatta herkesin farklı yaşantıları, farklı amaçları, dolayısıyla farklı öncelikleri vardır. Kimisi materyalisttir, önceliği parası ve malıdır; kimisi için akademik başarı önceliktir, azim ve başarıya fazla değer verirler. Fakat gerçekten sadece bunlardan ibaret mi olmalıdır önceliklerimiz? Göz önünde bulundurmayı unuttuğumuz daha önemli şeyler yok mudur sizce?
Diyelim ki metini çok duyduğunuz, ünlü bir restoranda yemek yemeye gittiniz. Yemeğinizi istediniz ve tadına baktınız, oldukça da iyi buldunuz. Fakat canınızı sıkan bir şey oldu. Yolunda gitmeyen, eksikliğini hissettiğiniz bir şeyler var. Bu eksikliğin ne olduğunu ben size söyleyeyim: Kibarlık. Size sunum yapan garsonları oldukça somurtkan ve kaba buldunuz. Kibar olmaya özen göstermeyen bu garsonlar hem sizi hem de kendilerini kötü etkilemiş oldu. Oysaki tek yapmaları gereken birkaç kez tebessüm etmekti. İşte böyle küçük ve nazik bir hareketin bile insanı nasıl etkilediğini bildiğimden ötürü, benim hayattaki önceliğim daima kibar olmak olmuştur.
Kibar olmak sadece kendiniz için değil, aynı zamanda insanlık için de yaptığınız büyük bir iyiliktir. Bu özellik sizi yüceltmekle kalmaz, kibar olmayı bir öncelik haline getirdiğinizde, uzun vadede mutluluk da sağlar. “Güler yüz altın anahtardır.” demiş Thomas Babington Macaulay. Bu konuda Macaulay’a katılıyorum çünkü bana göre yalnızca bir gülüş, bir başkasının kalbinin anahtarı olabilir.
Bana göre kibarlık, günümüzde insanların pek önem vermediği bir kavram. Herkes birbirine küsmüş gibi asık suratlarla dolaşıyor. Kimsenin kimseye teşekkür etme, selam verme derdi yok. İşin ilginç yani ise bu durumdan hoşnut olmayan kişiler de bu asık suratlılar grubuna dahil. Bana kalırsa insanların davranışları birer aynadır. Siz nazik olursanız, karşı taraftan da aynı şekilde muamele görürsünüz. Yani, eğer insanların kibar olmayışından yakınıyorsanız, belki de öncelikle kibar olmayı siz denemelisiniz.
Diyebilirsiniz “Kibar olmak bir öncelik sayılabilir mi?”. Bana göre evet, sayılabilir. Çünkü günümüzde bu nadide insanların sayısı o kadar az ki, küçük bir kibarlık belirtisi gördüğümüzde bile şaşırır hale geldik. Önceliği kibar olmak olmayan bir toplum depresyon, kavga, ayrılıktan kurtulamaz. Bireyler karşısındakinin ne hissedeceğini düşünmeden, kırıcı bir şekilde konuştuğunda karşıdakini ömür boyu yaralayacak bir şey söylüyor olabilirler. Eminim kimse bu vicdan azabıyla yaşamak istemez. Siz de birinin bu durumu size yaşatmasını istemezsiniz tabii. Bu da bizi yine ayna meselesine getiriyor, karşıdakinden kibarlık görmek istiyorsanız öncelikle kibarlığı önceliğiniz haline getirmelisiniz.
Umarım bugünden sonra her sabah kapınıza ekmek getiren apartman görevlisine, varlığından ancak aynı zamanda asansöre binince haberiniz olan komşunuza ve gün boyu durmadan servis yapan o garsona bir gülümsemeyi çok görmezsiniz.
Ünlü İspanyol filozof Baltasar Gracián’ın da dediği gibi “Kibarlık öyle bir erdemdir ki, kime dağıtırsanız dağıtın, yine çoğu sizde kalacaktır.”