Hava kararmıştı ve benim eve gidecek halim yoktu. Kırgındım. Tüm yaşanılanlardan sonra o eve dönemezdim.Ne yapacağımı bilmiyordum. Nereye gideceğimi veya kime ne söyleyeceğimi. Tek bildiğim şey bir an önce buradan uzaklaşmam gerektiğiydi. Yürümeye başladım. Bir yandan yürüyor bir yandan ise elimdeki kupayla ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. İçinde ne varsa çok iyi saklanmıştı ve açamıyordum. Bu konuyu daha sonra düşünecektim çünkü bundan önce nerede kalacağıma karar vermeliydim. Bildiğim bir malikane vardı aslında ama uzun süre önce terk edilmişti fakat kalmak için bir yere ihtiyacım vardı bu yüzden başka bir seçenek aramadım. Arayamazdım da zaten. Malikaneye vardığımda kapının hafif aralık olduğunu fark ettim. Meraklı gözlerle kapıyı ittirdim ve içeri girdim. Etrafa biraz göz gezdirdiğimde aslında hiç de o kadar eski olmadığını fark ettim ve garipsedim. İçeriye doğru ilerlerken,
” Hey sen de kimsin?” diye arkamdan bir ses geldi ve irkildim. Arkamı döndüğümde benden yaşça bir farkı olmadığını düşündüğüm bir kız gördüm. Fazla uzak değildi bu yüzden yüz hatlarını seçebiliyordum. Korkuyordu.
” Sakin ol. Sadece kalacak yer arıyorum. Sen burada mı kalıyorsun? ” diye sordum.Rahatlamışa benziyordu. Yanıma geldi. ” Evet burada kalıyorum ve istersen yardımcı olabilirim.” dedi. Çok samimi bir kıza benziyordu. Gülümsedim ve kızın peşinden yürümeye başladım. Birçok oda vardı ve hepsinin içi boştu. En sondaki odaya geldiğimizde “Sen de burada kalabilirsin, hadi geç.” dedi. Odaya girdiğimde belirgin bir rutubet kokusu burnuma doldu. Yatağa geçtim ve elimdeki kupayı yatağa bıraktım. Adını bilmediğim kız bir anda şaşkına döndü ve gözleri irice açıldı. Sinirle ” Nerden buldun onu sen ?” diye sordu. Şaşırmıştım. “Neden soruyorsun ki?” dedim merakla o da yıllar önce kaybolan sis kupası o. Sende ne işi var? Ne olduğunu şimdi öğreniyorum ayrıca ben bunu evimde buldum.” dedim ve elime kupayı alarak ” Fakat bunu içinde bir şey var gibi.” dedim. Başıyla onayladı. Kafam karışmıştı. Ne yapacağımı bilemedim.
” O kupanın içinde dünyanın bilinmeyen on sırrı yazılı. Şu ana kadar kimsenin bilmediği ve görmediği söyleniyor.” dedi sessizliği bozarak. Fakat kupa açılmıyordu nasıl içindekini görecektik ki. Tekrar elimi kupanın kapağına götürdüm ve biraz daha zorladım. Kız da yanıma gelerek bana yardım etmeye çalıştı fakat açılmıyordu ben de kırmayı denedim. Elimdeki kupayı sertçe kaldırdım ve yere fırlattım. O sırada sapsarı bir ışık kapladı odayı. Gözlerim kamaşmıştı.İçimden ‘ fazla vaktimiz kalmadı bir an önce bu durumdan kurtulmalıyım’ diye düşündüm çünkü buradan hemen çıkmazsak bu ışık bize zarar verecekti. Genç kızın elinden tuttum ve odadan dışarı koşmaya başladım. Dışarı çıktığımızda arkamızdan patlama sesi duyuldu. Kız şaşkına dönmüştü ve konuşamıyordu bile. Ben ise olayı anlamaya çalışıyordum.
Her ne olursa olsun biz patlamadan kurtulmuştuk ve üzerimizden olayın şokunu da atlatmıştık. Parka geçtik ve bir banka oturduk. Birbirimize baktım ve gülmeye başladık. Ne garip bir gündü böyle.