İşte sonunda beklediğim gün gelmişti. Mutluydum. Annem ve babam bir haftalığına şehir dışına çıkacaktı ben ise evde tek başıma kalacaktım. Bir arkadaşımı davet etmiştim. Birlikte kalacaktık
İşte o gün geldi. Annemleri yolcu ettim. Ve arkadaşımı aradım. Çok geçmeden geldi. Kapıyı açtığımda şaşırdım biraz. Belinde olan ince telli kahverengi saçlarını omuzlarında kestirmişti. Ya da kesmişti. Yamuk yumuk bir şekildeydi. Gözleri kıpkırmızı ve şişti. Hâlbuki telefonda sesi iyi geliyordu. Dudağındaki koyu renkli rujun iç tarafları silinmişti. Gözündeki makyaj akmıştı. Ağlamıştı belli ki.
İçeri geçmesini söyledim. Ama hiçbir şey yapmadı. Bir daha söyledim ve yine aynı. Kolundan tutup içeri çektim. Ayakkabılarını çıkarmaya uğraşmadım. Kapıyı kapatıp içeri götürdüm. Koltuğa oturtturdum ardından da ben yanına oturdum. Ben yanına oturmama rağmen o hala karşıya gözlerini ayırmadan bakıyordu. Sorular soruyordum sesleniyordum ama asla cevap vermiyordu. Yüzüme bile bakmıyordu. Pes edip mutfağa gittim ve bir bardak soğuk su alıp yanına gittim. Suyu hiç tereddüt etmeden kafasından aşağı döktüm. O sırada soğuk suyun yüzünden akarken hissettirdiği garip bir titreşim sayesinde kendine geldi ve uzun süredir nefesini tutuyormuşçasına denim bir nefes aldı. Ardından bana bakıp ağlamaya başladı. Ağlarken birkaç kelime söyledi. Ben, o, ne yaptı ben, benim hatam, özür dilerim gibi birkaç kelime söyledi. Onu sakinleştiremiyordum. Korkmaya başladım. Sanırım panik atak geçiriyordu. Fazla vaktim yoktu bu durumdan kurtarmalıydım onu. Sakinleşmesi için yüzünü iki elimin arasına aldım ve onunla sakin sakin konuşmaya başladım. Evet, sonunda az da olsa sakinleşmişti. Çığlık atmıyordu. Biraz daha konuştum. Sonunda sakinleştirdim onu. Sorduğu sorulara sadece evet yada hayır demesi gerektiğini söyledim. Kafasını salladı. İlk olarak saçlarını kendi kesip kesmediğini sordum. Cevap evet ben kestim oldu. Sonrasında pişman olacağı bir şey yapıp yapmadığını, birine zarar mı verdiğini, birinden mi kaçtığını, korktuğunu mu sordum ve asıl kötü olan şey bunların cevabının evet olmasıydı. Ve bana sakince bana olayı anlatmasını söyledim. Anlatmaya başladı. Tam olarak anlattıklarını anlayamadım. Ama anladığım kadarı biri buna zarar vermeye çalışmış saçlarını zorla kestirmiş. Ve kaçmaya çalışırken yanlışlıkla adama zarar vermiş. Tam olarak anlamadım. Arada panikten olayları atladı da sanırım. Şu an gayet sakindi ve istediğim şeyde buydu. Hiçbir sorun olmadığını anlatırken kapı çaldı. Lütfen açma diye yalvarmaya başladı. Ama biz kapıyı açmadıkça daha hızlı çaldı kapıyı. Ve bağırmaya başladı. Açın kapıyı diye. İkimizde çok korkmuştuk. Arkadaşım elimden tutup beni odama götürdü ve kapıyı kitledi, ışığı kapattı . Ardından beni odamın tuvaletine sürükledi ve o kapıyı da kitlemeye çalıştı. Ama kapı bozuktu. O sırada dış kapının kırılış sesini duydum. Fakat arkadaşım duymamış olmalı ki kapıyı kitlemeye çalışırken çıkardığı seslere devam etti. Onu durdurmaya çalıştım ama beni dinlemedi. Odamın kapısının da kırılış sesini duydum. Ve sıra bizim kapıdaydı. Arkadaşım ve ben ayak sesleri yükseldikçe arkaya doğru yürüyorduk. Ve bizim olduğumuz yerin kapısı da açıldı. Bir adam elinde bir silah ile bize bakıyordu. Bana bunu yapamazsın dedi ve ilk önce arkadaşıma 2 el ateş etti sonra bana. Yerde ölmeyi beklerken tüm hayatım gözlerimin önünden geçti ve daha fazla eklenmeyecek olan anılarımla gözlerimi kapattım
Gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım. Hastanedeydim. Bayılmıştım . Yani gördüğüm hiçbir şey gerçek değilmiş. Peki ya o çığlıklar. Onlar da mı?
Gözlerimi Açtığımda
(Visited 71 times, 1 visits today)