Beden ölür fakat düşünceler asla

Size tek bir sorum var, insanın şu kısacık yaşamında her şeyi denemeden ya da yaşanmadan ölüp gitmesi mi daha iyi yoksa her zevkin,sevincin veya üzüntüyü yaşadıktan sonra ölmek mi? İnsanlar korkaktır. Çoğu zoru görünce saklanacak delik arar. Bir kısmı üstesinden gelmeye çalışır ama bunların ikisinide yapan çok azdır.İşte işin özü burada saklı.İnsan zorlukların üzerinden gelmeye çalışmalıdır.Bakın kesinlikle başarırsınız demiyorum sadece deneyin şansınızı.Başarılı olup olmamak size kalmış bir şey sadece.Ama bazı şeyleri zorlamamak,gerçekçi olmak gerekir.Yapamayacağı,gücünü yetmeyeceği şeyleri zorlamamak gerekir.Mesela bir komutan düşünün askerleriyle savaşa doğru yola çıkıyor ve görüyor ki düşman onlardan kat ve kat üstünde bir orduya sahip.Bu raddeden sonra komutanın savaşı kazanacağım demesi kadar saçma hiçbir şey olamaz.Burada doğru olanı yapıp geri çekilmesi gerekir.Bunun adı korkaklık değildir, bunun adı gerçekçiliktir.Komutan orada direkt saldırıp umutsuzca askerlerinin gereksiz yere ölümüne yelken açabilir ya da geri çekilip ordusunu güçlendirip düşmana hiç beklenmedik bir şekilde saldırabilir.Komutan “Fazla vaktim kalmadı,düşman sayıca çok üstün ve güçlü bu durumdan hemen kurtulmalıyım” diyebilir ve diyecektirde.İşte iyi ve kötü komutanı ayıran da budur.İyi komutan ileriye bakarken kazanmanın ve ya kaybetmenin hayaline kapılmayan yeri geldiğinde bütün sorumluluğu alabilecek cesarette zafer sarhoşluğuna kapılmayacak gerçekçi kişidir.Ama kötü komutan çok cesursa,aptallık derecesinde cesursa eğer ilk savaşında ölür, Ama aynı zamanda çok korkaksa en kolay savaşa bile bir sürü korumayla çıkıyorsa hiç bir savaş kazanamaz, işin daha acı verici kısmı ise belli bir zaman sonra askerleri tarafından dışlanır, hor görülür ve komutanlıktan indirilir.Yaşamının geri kalanı boyunca utanç ve sefalet içinde yaşamaya mahkum kalacak.Bu durum kesinlikle en acı ve zorlu ölüm şekildir dostlarım.Hiç kimse tarafından sevilmeden,yaptığın hatalardan duyduğun pişmanlık ve vicdan azabı çekerek yaşamını sürdürmek.Sadece bir kere düşünün. Hiç merak ettiniz mi? Sizi tanıyan son insan da öldüğünde insanlık tarihinde adınız silindiğinde sizin doğmuş olmanız veya ölmüş olmanız ne fark eder ki? Kim ister ki bunu? Öldükten sonra akıllardan silinecek, arkasından sadece o adam/kadın diye bahsedilmek.Kimse istemez. Bunu istemiyorsan kağıdın üzerine veya başka bir şeylere yazmak yerine bir fikrini,düşünceni insanları aklına yaz ve öyle şeylerle uğraş, öyle şeyler söyle ki bir insan, on insan veya bin insan değil; bütün insanlığın aklına yaz düşüncelerini.Çünkü o zaman siz öldüğünüzde bile düşüncenizi silmek için bütün insanlığı öldürmek gerekir.Ve düşünceniz ölmediği zaman da aslında siz hiç ölmemişsinizdir.

(Visited 76 times, 1 visits today)