Herkesin kendisini etkileyen bir çocukluk anısı mutlaka vardır. Benim de hiç unutamadığım, beni çok etkileyen bir çocukluk anım var. Tabii ki bu güzel anıyı benimle paylaşan iki tane de arkadaşım var Beray ve Efe.
Yine gökyüzünde parlak yıldızların olduğu güzel bir yaz gecesi. Bütün gün boyunca parkta oynamaktan yorulmamış akşam oynamaya devam etmek istiyorduk. Bizi eve götürmeye çalışan anne ve babalarımıza karşın biz direniyor, kendimizi yerden yere atıp, gitmemek için yırtınıyorduk. Sonunda pes edip ikna oldular. Beray, Efe ve ben bu fırsatı değerlendirip anında kaydırağın tepesine çıkmış ve art arda kaymaya başlamıştık bile. Kaydık, kaydık ama bir süre sonra sıkılmaya başladığımızı fark ettik ve yeni birşeyler bulmaya karar verdik.
En sonunda anne ve babalarımızın da bizimle beraber kayabileceğini düşündük ve hiç beklemeden bu fikri anne ve babalarımıza söyledik. İlk önce karşı çıksalar da eğlenceli olabileceğini düşünerek kabul ettiler. Sonra hep beraber kaydırağın başına dizildik ve art arda tren yaparak kaydık. Uzun bir sürü bunu tekrarladık tekrar tekrar çıkıp kaydık. Saat gece yarısını bulana kadar oynadık. Artık üçümüz de çok yorulmuştuk ve ayakta duracak halimiz kalmamıştı. Bu durumu gören anne ve babalarımız yine eve gitmeyi teklif ettiler ama bu sefer hiçbirimiz itiraz etmedik. Bu güzel günün ardından birbirimize el sallayıp yarın tekrar görüşmek için sözleştikten sonra hep beraber evlerimize döndük. O gece çok yorgun ama çok mutlu bir şekilde uykuya dalmış ve yarını düşünmeye başlamıştık.