Şehirler insanın yaşantısının her saniyesine şahit oluyor. Sen ne yaşarsan yaşa şehir bunları izliyor. Peki hiç şehirlerin dili olsa da konuşsa ne derlerdi diye düşündünüz mü? Benim bazı fikirlerim var. Mesela sokak lambalarının ışığı altında yaşanan o güzel anlar… Ya da deniz kenarında duran sade banklarda yapılan dedikodular. Bunlar bizim hayatımızda yaşadığımız, bize gayet normal gelen anlar değiller mi? Peki siz hiç , benim çok kullandığım bir kalıp olan, yerin kulağı vardır sözünü duydunuz mu? Belki de gerçekten vardır. Bilemeyiz ki. Bazen insanın en iyi dostu bir bank, bir duvar, bir sokak lambası, bir kitap olur, bazen arkadaşlarımızdan çok deniz kıyısında deniz ile sohbet ederken rahat ederiz ya da belki bir kitapta kendimizi bulur sanki kendimizle konuşur gibi konuşuruz o kitap ile. Belki gece geç saatlerde dışarıda sadece küçük bir sokak lambasının aydınlattığı bir bankta elimizde hiçbir şey yokken öylece dalarız uzaklara. Belki tanışırız o nam-ı değer özel kişi ile bir öğle vakti bir parkta sadece dinlenmek veya kafa dağıtmak için geldiğimiz o parkta. Şehrin dili olsa da anlatsa her şeyi herkese, diye düşünür insan içinden. Belki o da bir gün olur dimi? Sizce şehrin dili olsa neler söyler?
ŞEHRİMİZİN DİLİ OLSA…
(Visited 114 times, 1 visits today)