“Sakın arkana bakma” işte bu cümle onun duyduğu son şeydi. Hala böyle bir şeyin olduğuna inanamiyorum, bunlari korkudan buz gibi olmuş parmaklarımla yazıyorum. Ben en iyisi size baştan anlatayım.
Bir salı günüydü, pazartesi günü ortaya çıkan üşengeçlik hissi yeni yeni geçmeye başlamıştı. Üniversiteyi yeni bitirdiğim için daha çalışmaya başlamadım. Bu sebeple bolca boş vaktim vardı. Banyoya gidip duş aldım. Kahvaltımı yapmak için mutfağa gittiğimde saatin daha 6.45 olduğunu fark ettim. Normalde 8 den önce uyanamazdım. Fakat bugün 8’den önce hem duş aldım hem de kahvaltimi yaptım. Arkadasimla buluşmak istiyordum. Onu aramak için saatin 8 olmasini beklemeye başladım.
Aslında tüm olay işte burada başlıyor. Saat 8 olana kadar biraz telefonum ile uğraştım. 8’de arkadaşımı aramak icin telefonumdan rehberi bulup onu aradım. O da benim gibi şuanda işsizdi. Birlikte öğlen buluşmaya karar verdik. Öğlene kadar biraz çizim yaptım. Vakit geldiğinde buluşacağımız kafeye doğru yola çıktım. Oraya vardigimda daha gelmemişti. Çocukken de tanırdım onu. Geç kalmadığı ders, öğretmen dayağı yemediği gün yoktu. Bunlar aklıma gelince yüzüme bir tebessüm yerleşti. Masanın titremesiyle irkildim. Arkadaşım gelmişti bile. Birer tane çay söyledik sohbete daldık. Saat 5’i gösterirken arkadaşım oturduğumuz kafenin yakınında yeni açılan lunaparka gitmeyi önerdi. Tamam dedim, gidelim. Gittik o oyuncaktan bu oyuncağa derken küçük cocuklar gibi hissediyordum, hissediyorduk. Hızlı trenden korku tüneline, korku tünelinden çarpışan arabalara… Kendimi birden pamuk şeker yerken buldum. Bir bankta oturuyorduk. Birden yüzünde lazer ışık dolaşmaya başladı . Onun arkasinda bugün kafede gördüğüm adamı gördüm. Onlar benim üniversite zamanında borçlandığım insanlardı. Elindeki kâğıtta “Arkasını dönerse ölür” yazıyordu. Kahretsin benim yüzümden vurulacaktı. Tabancadan çıkan lazer onun tam kalbinin üzerindeydi. “SAKIN ARKANA BAKMA” dedim fakat onun cok merakli olduğunu unutmuştum. Onu uyarmamla dönmesi bir oldu…
Vurulmuştu… Hala bu olanlara anlam veremiyorum çok korkuyorum keşke zamanında o adamların borcunu ödeseydim, bu olanlar benim suçumdu. Kendimi asla affedemeyeceğim…