Eğitim sistemi ve liseye geçiş sınavı son dönemde haklı olarak üstünde çok durulan bir konu oldu. Çünkü bu sistem ve sınav sadece öğrencileri değil dolaylı yoldan olsa bile bizi ve ülkemizin ülkemizin geleceğini ve başarısını etkiliyor. Ne yazık ki bu eğitim sistem ve sınav tekniği bence ideal değil. Bu yazımda sizlerle eğitim sistemimizi ve ülkemizde yapılan sınavları neden yanlış ve gereksiz bulduğum hakkında fikirlerimi paylaşacağım.
Öncelikle eğitim sistemimizin en büyük sorunlarından birisi öğrencilerin üzerine çok gidilmesi. Başarılı ülkelere baktığımızda hepsinde okulların erken bittiğini görüyoruz tabii ki istisnalar var. Bizim ülkemizdeki sorun öğrencinin eve gidince çalışmadığı düşünülüp öğrenciyi zorla çalıştırmak için gereksiz miktarda ödev verilmesi. Halbuki öğrenciye hiç ödev verilmese eve gidince kendisi kendiliğinden çalışacak. Aynı zamanda öğrenciye ödev verilmesi öğrenci üzerinde büyük bir baskı ve stres yaratıyor. Ödevimi yapmazsam diye düşünen öğrenci belki de derslerine konsantre olamıyor.
Bir diğer sıkıntı da öğrencilere gerekli derslerin çok geç verilmesi, yeterince verilmemesi veya hiç verilmemesi. Yabacı dil mesela, dil öğrenirken ne kadar erken başlanırsa o kadar kalıcı oluyor, ikinci sınıftan haftada 2 saat ders bence yeterli değil ve çocukların geleceklerini etkileyecek. Aynı zamanda ortaokul mezunu bir çocuğun 21. yüzyıl becerilerinden yoksun olması buna bir örnek.
Gelelim sınav sistemine, bu sistem bence gereksiz ve öğrencilerin ezberini ölçüyor. Bütün dünya IGCSE, A Level, IB gibi sistemleri kullanırken bizim bir sınavla gelecek seçmemiz çok üzücü. Bence sınavlar hem açık uçlu hem de test olmalı ama öyle ezber soran bu nedir gibi sorular değil, öğrenciyi düşünmeye yönelten zekice hazırlanmış sorular kullanılmalı. Aynı zamanda bir kere değil senede 2 hatta 3 kere yapılmalıdır ki öğrencilerin hayatı kararmasın. Bir başka şey ise meslek hayatında bir dalı hiç kullanmayacak bir çocuğun ilgisi olmadığı halde o dersten sınava girmesi. Bence sadace belirli 6 ders yerine en az 20 ders olmalı ve bu 20 ders arasından 6 tane seçilmeli. Mimar olacak biri matematik, fizik, resim gibi mesleğiyle alakalı derslerden sınava girmeli. Lisede de o girdiği sınavlar üzerine ders almalı. Daha önce de dediğim gibi sadece sayısal temelli mesleklere yönelen bir öğrenciye sözel dersler zorunlu verilirse öğrenci mutsuz olur ve zamanını boşa harcadığını hissedebilir.
Yani kısacası eğitim sistemi ve sınavlarda büyük değişiklikler yapılmalı. Ders sayıları ve verilen dersler ayarlanmalı. Öğrenciye istediği mesleğe göre ders verilmeli ve bu verilen derslerden sınava girmeli. Bu sistem öğrencilerin isteklerine göre olduğu için daha verimli olacaktır. Eğitimin önemini anlamak ne kadar erken olursa o kadar iyi. Umarım eğitim sistemimiz ve sınavlar anlattığım şekilde olur, tüm dünyada denenip onaylanması ve bizim ülkemizde hala eski sistemlerin olması üzücü.