Girdiğiniz bir mağazadan beğendiğiniz her şeyi bir kuruş bile ödemeden alıp çıkmayı kim istemez ki? Haftalık market alış-verişlerinde gerekenleri poşetlere doldurup o uzun sırada saatlerce sinir harbiyle beklemeden arabaya binip gitmeyi herkes istemiştir. Fakat sahip olduğunuz veya olmak istediğiniz her şeyin bir değeri olmadığını düşündüğünüzde, sizce hayat daha mı kolay, daha mı karmaşık olurdu?
Herkesin istediğini alabildiği, zorlanmadığı bir dünyada zaten tembel olan insan ırkı, daha da tembelleşirdi bana göre. İnsanlar çalışmaz ve sadece tüketmeye başlardı. Zaten gayet aç gözlüyken, bir de her şeyin bedava olduğu bir yaşamda ortaya çıkacak tüketim ve ham madde yetersizliğini düşünebiliyor musunuz? Hiç üretimsiz, sadece tüketim olan bir hayatta elbet bir gün dünya bitip tükenirdi. İnsanlar çalışmayı ve üretmeyi bıraksa, hayatlarını sadece harcamaya ve tüketmeye adasa, bu dünyanın ömrü kim bilir ne kadar azalırdı?
Çok uzun zamandır istediğiniz bir eşyayı almanın hazzı paha biçilemezdir. Aylardır vitrinlerde gözünüze takılan bir ayakkabı veya teknoloji severlerin ağzından düşmeyen bir teknolojik aleti aldığımızda hepimiz anlatılmaz derecede mutlu olur, rahatlarız. Ancak her beğendiğimizi alabilsek, bunun bir sonu olur mu? Sadece eşya düşünmeyin, hastalıkların tedavilerini, elektrik harcamalarınızı ve su faturalarınızı, inşa edilen edilen evleri, otelleri ve ulaşım araçlarını düşünün. Her hastalanan şehrin en iyi hastanesine gitmek isteyecektir tabii ki, en iyi doktorlara parasını yatırıp, en lüks odalarda iyileşmek için harcama yapacaktır. Ancak her meslek, yapanlara belirli bir kazanç getirip hizmet vermek için varken, zaten paranın olmadığı bir dünyada kimse karşılıksız hizmet verip günlerini harcamak istemezdi. Haliyle hiçbir meslek olmaz, hiçbir meslek olmayınca, mesleklerin ürünleri de olmazdı. Her yaz beş yıldızlı oteller dolup taşardı ama, beş yıldızlı otelleri kim inşa ederdi?
Bana göre hayatı zorluklarıyla yaşamak, uğraşarak ve çabalayarak kazanmak her zaman daha eğlenceli ve heyecan vericidir. Hiç emek vermeden aldığımız bir şeyin önemi kalmaz çünkü her gün daha iyisini, her gün daha yenisini alırız.
İşin manevi boyutları da var tabii ki, sahip olmak istediğimiz her şeye istediğimiz an sahip olabilmek, bizi bir süre sonra mutsuzluğa sürükler. Kuşkusuz para çok önemli bir güçtür ama karşılığı olmayan bir şeyin değeri de olmaz, onu elde etmek için sarf edilen gayretin de önemi tükenir.
Kısacası, her istediğimizi kolayca elde edebildiğimiz bir dünyada, sahip olabileceklerimiz elbet bir noktada tükenirdi ve bu süreçte biz de mutsuz olup, üretmeyen ve çalışmayan, tembel bireyler haline gelirdik. Dünya yaşanılabilirlikten uzaklaşırdı.