Bu yaz Etnografya ve Resim Heykel Müzelerini gezme şansım oldu. Etnografya müzesinde Selçuklu döneminden bugüne Türk sanatımız ile ilgili örnekleri gördüm. Anadolu’nun bir çok yerinden getirilmiş eşyalar, elbiseler, çeşitli malzemeler, gelinlikler, damatlıklar, halı ve kilimler gördüm. Osmanlı devrinden kalan silahlar, ok ve yaylar, tüfekler, kılıçlar da müzede yer alıyor. Türk çini ve porselenleri de müze de yer alan eşyalardı. Ağaç işçiliği ile ilgili yapılmış kapılar, pencereler, minberleri de gördüm.
Etnografya müzesinin bence en önemli özelliği Atatürk’ün öldükten sonra anıtkabir yapılana kadar, cenazesinin 15 yıl boyunca burada bulunması idi. Cenazesinin bulunduğu bölüm en güzel şekilde saklanmış. Bu benim çok hoşuma gitti.
Daha sonra Resim Heykel Müzesini gezdim. Burada Türk resim ve heykel sanatına ait çok fazla eser vardı. Müze 1927 yılında Atatürk’ün yönetiminde , Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından kurulmuş. Müze içinde bir çok ressam ve heykeltıraş tarafından yapılmış çok güzel eserler vardı. Bazı resimlerde ne anlatılmak istendiğini anlayamadım.
En son olarak da 30 Ağustos’ta Anıtkabir Müzesini gezdim. Okulumuz da bizi bu müzeye getirmişti. Burada Atatürk ile ilgili neredeyse her şey var. Köpeği Foks’un doldurulmuş hali çok güzeldi. Atatürk’ün okuduğu kitaplar çok fazlaydı. Kullandığı eşyalar , kıyafetleri çok ama çok güzeldi.