Kısaca özet geçmek gerekirse, Baybars 1223 yılında Karadeniz kıyısında Kıpçak da doğmuş bir Kıpçak Türkü dür. Kölelikten sultanlığa uzanan savaşlarla dolu müthiş bir hayatı olan Sultan Baybars, tarihe Moğolları durduran adam olarak geçmiştir.
Baybars tahmini on dört yaşlarında iken Moğollar Kıpçak bölgesini istila etmişler ve buralarda yağma hareketlerinde bulunup birçok kişiyi esir almışlardır. Bu sırada esir alınanlar arasında Baybars da bulunmaktadır. Sivas‟a daha sonra Halep‟e ve oradan Şam‟a götürülmüş ve burada köle olarak satılmıştır. Baybars, Şam‟da Eyyubi Sultanı Melikü‟s-Salih‟e bağlı memlûklerden Aytekin el-Bundukdarî tarafından satın alınmıştır.
Aytekin el-Bundukdarî, Baybars‟ı satın aldıktan bir süre sonra onu Hama Eyyubilerinden el-Melik Mansur‟a satmak istemiştir. Fakat el-Melik Mansur‟un annesi, Baybars‟ı görünce onun esmer tenli olduğu halde gözlerinin gök mavisi olmasını hayırlı saymamıştır. Bunun üzerine el-Melik Mansur, Baybars‟ı satın almaktan vazgeçmiştir. Bu olaydan sonra Aytekin el- Bundukdarî, Baybars ile birlikte Kahire‟ye gelmiştir. Burada 1246 yılına kadar Aytekin el- Bundukdarî‟nin hizmetinde kalan Baybars, daha sonra Melikü‟s-Salih tarafından satın alınmıştır. Mısır‟da hüküm süren Eyyübiler, Abbasilerden sonra süregelen şekilde Türklerden oluşan bir ordu kurmuşlardır. Özellikle Eyyübi Devleti sultanlarından Melikü‟s-Salih, Türklere büyük önem vermiş ve ordusunu Türk kölelere dayandırmıştır. Hatta sultan Nil nehri üzerinde Türklerden oluşan Bahriye denilen bir askeri sınıf oluşturmuştur.Baybars Çok zeki, Kabiliyetli ve gözü pek bir genç olan Baybars kısa zamanda hükümdarın Deniz Askerlerlerinden olan bahri sınıfına girmiş ve orada da kısa zamanda yükselmeye başlamıştır.
Zeka ve yeteneği ile kısa zamanda kendini gösterdi. Ayn-Calud’da Haçlılarda yapılan savaşta, öncü birliklerine kumanda ediyordu. Sultan Kutuz ona, vadettiği Halep valiliğini vermediği gibi, şöhretinden ve kendi yerine sultan seçilmesinden korkarak öldürtmek bile istemişti. Baybars, Kutuz’un bu girişimini boşa çıkardı ve ölen Kutuz oldu. Bundan sonra sultan seçilen Baybars, hükümdarlığının birinci yılında (1261’de), Moğollar tarafından öldürülmüş olan Abbasî halifesinin yerine aynı aileden başka birini getirerek, Mısır Abbasî Hilafetini kurdu.
1260’ta hükümdar olup. 1277’ye kadar hüküm süren Sultan Baybars zamanında Mısır Türk Devleti en kudretli devrine ulaştı.
Cesur bir asker olan Baybars, kudretli bir hükümdar ve iyi bir idareci olduğunu gösterdi. Franklarla, Ermenilerle, Moğollarla yaptığı savaşları kazandı. İsmaillerle de mücadele etti. Anadolu’da Moğollara karşı direnişe geçen Türkmen beyliklerini destekledi ve ordusunun başında Kayseri’ye kadar ilerledi. Ermenilerin başkenti Sis şehrini zaptetti (1274). Sonra, kendi merkezinden daha fazla uzaklaşmamak için Şam’a döndü.
Orta çağ tarihinin en büyük ve örnek hükümdarlarından biri olarak anılan Baybars, devlet teşkilatında büyük bir reform yapmış, Haçlıları Yakındoğu’dan sürüp çıkarmıştı.
Altın Ordu ve Bizans ile de siyasi münasebetler kuran Baybars, Haziran 1277’de hastalanarak, 54 yaşında iken öldü.
54 yıllık ömrününe kölelik emirlik komutanlık ve sultanlık sığdıran tarihteki en büyük Türklerden biri olan Sultan Baybars’ı bizde rahmet ile anıyoruz.
Kaynakça:http://www.kenandabirkuyu.org/sultan-barbars-in-cocuklugu-gencligi-ve-mogol-istilasina-karsi-verdigi-mucadele
http://www.tarihkomplo.com/2016/02/mogollar-durduran-turk-memluk-sultan.html?m=1