Mutluluğun Kıymetini Bil

Biz şanslıyız aslında, yorgun bir hayatımız olsa bile. Sadece kendimizi düşünüyoruz. Belkide başka ülkelerde başka yaşamlar da vardır, mesela ”SAVAŞ” olan ülkelerde olduğu gibi ama: bir kez kendimizi orada yaşayan çocukların yerine koyalım. Ben bir arkadaşlık yazısı  sayesinde koydum kendimi o çocukların yerine. Onlardan birinin hikayesini anlatmak istedim bu yazımda;  belkide bazıları bunu okuyup kendilerini onların yerine koyar diye.

O gün günlerden Perşembeydi. Marsa ve ülkesinin hayatının karardığı günün başlangıcıydı. Aslında Marsa çok zengin bir ailenin çocuğuydu. Annesi doktor babası ise bir iş adamıydı. Marsa’nın iki tane ablası ve bir tanede abisi vardı. Onlar çok mutlu bir aileydiler ama o Perşembe günü ise Marsa artık mutlu olamayacaktı. Sabahleyin ilk gün ışıklarıyla kalkmıştı Marsa ama evde kimse yoktu. Annesinin ve babasının odasına gittiğine ise yerde bir not buldu. Marsa daha çok küçüktü ve okuma yazması yoktu. Bu yüzden dışarıda birine sormaya karar verdi. İlk önce ablalarının odalarının olduğu yere doğru giderken kapı çaldı. Marsa açmaya korktu ama açtı, açar açmaz önüne bir adam çıktı ve annesini tanıdıklarını ve Marsayı götüreceklerini söyledi ve hemen marsa onların yanına gitti. Marsa’nın güvenliği için ağzını kapatması gerektiğini söyledi ama Marsa’yı ve diğer bütün çocukları kaçırıyorlardı. Marsa mektubu kıyafetinin cebine koydu. Ertesi gün ise Marsa ve bir sürü çocuğu bir tıra koyulmuştular .Marsa’nın yanında bir kız oturuyordu. Marsa ona hemen okumasın olup olmadığınan bahsediyordu. Kzın okuması vardı. Marsa hemen mektubu çıkardı ve kızdan bunu okuyabilir misin diye rica etti. Kız Marsa’ya okumaya başladı:

”Canım kızımız,

Biz seni çok seviyoruz biliyorsun dimi? Ülkemizi almaya çalışan insanlar ülkemizi bastılar, sen onlardan asla korkma bizi hep yanında gibi hisset . Seni bırakmamızın nedenini sorucak olursan biliyorsunki bizimbeş tane devemiz var ve sana yeticek devemiz kalmadı bu yüzden seni ülkemizi almaya çalışan insanlaran kaçıramadık. Sende yanında olan arkadaşların gibi ülkene ship çık tamam mı?

ANNEN VE BABAN”

Hani biz Türkler ülkemizi şehitlere borçluyuz deriz ya; bu insanlarda bu korkusuz çocuklara borçlular. hikayenin devamını sorucak olursanız;

Marsa kendini bu mektuptan sonra çok yanlız hissetti.Sonra ülkelerini almaya çalışan insanlar geldi Marsaların yanına. Marsa daha çok küçük bir çocuktu. Bu yanlızlığı hak edicek yaşta bile değildi, ülkelerini almaya çalışan insanlar Marsa’nın yanında

(Visited 110 times, 1 visits today)