Geçmişten günümüze kadar su; insanlar,hayvanlar, bitkiler gibi canlılar için bir ihtiyaçtır. O olmadığı zaman yaşamamız çıkmaza girer ve yeterli miktarda su almazsak ölürüz. Su hayatımızın o kadar güncel bir yerinde ki, insanlar onun ne kadar değerli olduğunu unuttu. Peki her şeyin bir sonu varken ,suyun da bir sonu var mıdır?
Su sayesinde: yemek pişirmek , banyo yapmak, çamaşır-bulaşık yıkamak, temizlik yapmak gibi birçok iş hallediyoruz.Suyun önemi ile ilgili bir yazı okumuştum, söylenen söz ise “Bir hafta yemek yemeden yaşayabilirsiniz ama en fazla üç gün su içmeden yaşayabilirsiniz.”diyordu bir bilim adamı.Vücudumuzun da % 70 ‘i suyla kaplı olduğuna göre suyun yokluğu bizler için büyük bir tehdit oluşturur. Ve biz insanlar ne yazık ki kaybettikten sonra bir şeylerin kıymetini anlıyoruz. Örneğin : Biz şu an rahat rahat suyu kullanabiliyorken Afrikalılar bir damla suya muhtaçlar. Biz burada : “Of bu aralar da sürekli yağmur yağıyor.”derken onlar orada yağmur yağmasını ümit ediyorlar. Herkes o kadar bilinçsiz bir şekilde su harcıyor ki artık Dünyamız’da ciddileşen bir susuzluk sorunu mevcut.Eğer yağmur yağmazsa tüm canlılar bundan olumsuz yönde etkilenir. Suyun yokluğunda suyun olmamasıyla beraber,onun sayesinde de yetişen sebzeler ve meyveler yok olur.Kısacası ekolojik denge de bozulmuş olur.
Aslında herkesin sularının yok olmaması için yapabileceği bireysel görevler var: banyo yaparken , dişimizi fırçalarken, elimizi yıkarken ya da bahçeyi hortumla sularken daha az su kullanmaya çalışmak gibi. Dünya ve ülke çapında bu konu hakkında önlemler alınmak için çalışılmaktadır ama bunu sadece birkaç insanın istemesiyle düzelecek bir konu değil. Çünkü eğer herkes suyun kullanımına dikkat ederse bu mümkün olur. Ama ben bu konu hakkında öyle önlemler alırdım: Herkese gerektiği kadar su verilmesini sağlardım . Örneğin apartmanda oturan ve bahçeli bir evde oturan kişiye farklı miktarlarda su verilmesini sağlardım. Bahçeli evde oturanların ise bahçelerini sulamak için yağmur sularını kullanması hakkında bir yazı çıkarttırırım. Bir başka düşüncem olan hangi tür ev olursa olsun var olan küçük ya da büyük bahçesine bir sistem kurdururum. Bu sistem yağmur yağarken yere düşen yağmur sularının bir kısmı borular ile evin deposuna gider. Bu sayede de su israfını biraz olsun azaltmış oluruz. Ama tabii ki de bu sistem de toprağa düşen yağmur sularının hepsi borularla depoya gitmeyecek, çünkü toprağın da suya ihtiyacı vardır. Her boş alanda böyle bir sistem yapmak bence çok akıllıca olur. Okullara da bu konuda çok iş düşüyor. Bu tip eğitimler küçük yaşta başlar. Su olmazsa elektrikte , enerjide olmaz. Bunu en başta küçük çocuklara anlatmalıyız.
22 Mart Dünya Su Günün’ de ise suyun önemini bir kez daha anlıyoruz. Yarınlarımızda da onunla birlikte olmak istediğimiz için , her suyla yaptığımız işe dikkat etmeliyiz. Ne demişler ” Suyumuzu israf etmeyelim, geleceğimizi tüketmeyelim.”
Su insanların geleceği olduğu unutulmamalı, sahip olduğumuz kaynaklar hepimizindir.
Su beraberinde ferahlık ve temizlik getirir.
Susuz bir dünya düşünülemez.
Su gibi aziz ve mutlu ol.
Su boşa harcanmayacak kadar değerlidir asla atılmamalı.
Susuz ne ağaç ne toprak vardır asla unutulmamalı.
Susuz hayat çölde yaşamaya benzer.
Petrolünüze değil suyunuza sahip çıkın.
Yarınınızı korumak isteyenler suyunu korusunlar.
Su stresten ve sıkıntılardan insanı uzaklaştırarak rahatlatır.
Suyun olmadığı yerde barış yoktur.
Damlaya damlaya göl olur.
Temizlik için suya muhtacız.
Suyunu korursan çocuklarının geleceğini korursun.
Evini koruyacaksan suyunu koru.
Kaynaklar:
denkbilgi.com