Teknoloji ve Medeniyet

Geçmişten günümüze doğru teknoloji yavaş yavaş hayatımızın olmazsa olmazı haline gelmiştir. Teknolojinin toplum ve medeniyet üstündeki etkileri de uzun yıllar boyunca tartışma konusu olmuştur. Kimisi teknolojinin insanları yalnızlaştırdığını savunurken kimisi de insanı yeni ufuklara sürüklediğini söylemiş, taraflar çoğalmış ama belli bir cevap bulunamamıştır. Peki, biz sorsak: Teknoloji bizleri hangi alanlarda medenileştirirken hangi alanlarda medeniyetten uzaklaştırır?

Teknolojik gelişmelerin insan yaşamına büyük katkıları olduğu bariz.  18. Yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi ile kas gücünden makine gücüne geçilmiş, yeniliklerin sonu gelmemiştir: insansız fabrikalar, sürücüsüz arabalar, robotların yaptığı mükemmel kalp ameliyatları… Bu tür gelişmeler insanların üstündeki yükü gözle görünür şekilde azaltmıştır. Teknolojinin insana sağladığı rahatlığın pozitif yönü iş açısından yükleri azalan insanların sosyal hayatlarına ayıracak daha fazla vakit bulması ve çevrelerindeki insanlar ile bağlarını kuvvetlendirmesidir. Eskiden tek amacı geçinecek paraya ve rahat bir hayata sahip olmak olan insanlar işlerinin yanında kendilerine hobiler edinmiş, medeniyetlerini kalkındıracak uğraşlar bulmuşlar, bu şekilde aynı zamanda kendileri de ilime ve teknolojiye katkıda bulunmuşlardır. İnsanlar uluslarını kendi teknolojik gelişmeleri sayesinde yüceltmişlerdir.

Sosyal açıdan bakılacak olursa teknolojinin medeniyete katkılarından bazıları da bir kültürün, bir uğraşın veya herhangi bir topluluğun medya üzerinden hızla yayılabilmesidir. İnsanlar ellerindeki son model telefonlar sayesinde kendileri ile benzer uğraşlara sahip insanlar ile iletişime geçebilmekte, medya üzerinden sosyalleşebilmektedir. Bilgi aktarımının hızla yapılabildiği teknolojik ortamlar insanlara birlik olma açısından taban oluşturmaktadır. Bu da kültürün gelişmesini, medeniyetin oluşmasını sağlamaktadır.

Fakat hepimiz biliyoruz ki teknoloji insanları sadece birbirine yaklaştırmıyor. Aslında, bir bakıma insanlar gittikçe yalnızlaşıyor. İnsanlar ekran arkasına saklanıp konuşmaya o kadar alışmışlar ki yüz yüze iki kelimeyi bir araya getiremiyorlar. Sosyal yeteneklerimiz gün geçtikçe köreliyor. Çevremizde ne olup bittiğinden uzaklaşıyor, medeniyetten uzak kalıyor, bütün günümüzü evlerimizde oturup telefona bakarak geçiriyoruz. Sosyal hayatlarını ekran üzerinde kuran insanlar gerçek hayata döndüklerinde sudan çıkmış balığa dönüyor.

Son teknoloji ürünü olan yapay zekayı ele alalım. Yapay zeka, yani “AI” uygulamalar tıpkı insanlar gibi düşünebiliyor, karar verebiliyor ve sizinle robot olduğunu hiç çaktırmadan mükemmel şekilde sohbet edebiliyor. Son iki yıldır hemen hemen herkes AI uygulamalardan yardım alıyor. Tabii bu gelişme insanın kendi düşünme yetisini sınırlıyor. Örneğin ödevlerini kendisi yerine yapay zekaya yaptırmaya alışmış çocuk, okulda konuşması, sunum yapması ya da fikrini sözlü şekilde belirtmesi istendiğinde ne yapacağını bilemiyor. Bu rahatlık yüzünden insanın verimliliği de gün yüzüne çıkamıyor. AI sayesinde arkadaşa da ihtiyacınız yok. Zaten yalnızlaşmış insanlar, telefonlarında durup her saniye konuşabilecekleri AI arkadaşları ile saatler geçiriyor. Bu kadar yalnız bir toplumun maalesef medeniyet ile etkileşimi kalmıyor. Bu da bizi kültürümüzden uzaklaştırıyor aslında.

Semih Saygıner  “Teknoloji güzel bir şey, ta ki teknoloji sizi kullanmadığı sürece. Siz onu kullanıyorsanız güzel, ancak o sizi kullanmaya başladığında asıl hayattan bir anda kopuyorsunuz” diyerek aslında temel noktaya değiniyor. Teknolojik gelişmelerin insanları, medeniyetleri birbirinden koparmasına izin vermemeliyiz. Teknolojiden  topluma gelen eksiler, artılarımızı aşmamalı.

(Visited 3 times, 1 visits today)