Merhaba, ben Aras. Bu, benim pes etmeyişimin hikayesi. Altıncı sınıfta bu okula geldiğimde futbolla pek ilgilenmiyordum. Ancak Mehmethan ve Çağan ile tanışmam her şeyi değiştirdi. Her şey, altılar arası futbol turnuvasında Çağan’ın bana “Futbol oynamayı biliyor musun?” diye sormasıyla başladı. İşte o an futbola merak saldım.
Öğle teneffüslerinde sahaya çıkıyor, oynamaya çalışıyordum. Ancak ne yaparsam yapayım iyi oynayamıyordum. Top bana geldiğinde stres yapıyor ve düzgün vuramıyordum. Bu yüzden zamanla futbola olan ilgim azalmaya başladı. Tam bu sırada bir sağlık sorunu yaşadım: Safra kesemde taş çıktı ve hastaneye yatmam gerekti. Yoğun bir tedavi sürecinden sonra safra kesem alındı. Ameliyat sonrası hareket bile edemez hale geldim.
Bir ay boyunca dinlendikten sonra okula döndüm ama işler benim için zorlaşmıştı. Derslerim çok kötüydü. Gece gündüz çalışarak derslerimi düzelttim. Ardından futbol turnuvası başladı. İlk maçı kaçırdım, ikinci maçta yedektim. Finalde ise çok az süre aldım. Turnuvayı yalnızca bir golle tamamlamıştım.
Altıncı sınıf bittikten sonra yaz tatilinde futbola odaklandım. Her gün okulda şut antrenmanları yaptım. Ancak hayat, beni sınamaya devam ediyordu. Başka bir hastalık daha geçirdim. Sanki hayat, benim futbol oynamamı istemiyordu. Ama ben yine de pes etmedim.
Yedinci sınıf başladığında, daha üçüncü haftada sekizlere karşı gol attım. İki hafta sonra bir gol daha kaydettim. Ondan sonra Kerem’in iki asistiyle iki gol attım. İki hafta sonra bir hat-trick yaptım. Şimdi ise gol atmaya devam ediyorum. Eskiden kimse beni takımına almak istemezken Mehmethan her zaman beni takımına aldı. Ne olursa olsun beni destekledi.
Eğer bugün futbol oynuyorsam, onların sayesinde. Şu anki istatistiklerim: 8 gol ve 4 asist. Hayat beni ne kadar zorlamış olsa da “Hayat bana küsse de ben ona küsmedim.”