Her sabah okula gitmek için aynı yolu kullanıyordu, ancak bu sabah her şey farklıydı. Normalde her şey sıradan ve alışılmıştı, ama o sabah yolun sonlarına doğru önünde parlak bir portal belirdi. Merakla adımını atıp portala girdiğinde, birdenbire başka bir dünyaya ışınlandığını fark etti. Burası bildiği dünyadan çok farklıydı. Her şey çok büyüktü, insanlar ise çok küçük ve kısa görünüyordu. Her yerde rengarenk meyve ağaçları vardı; şeker ağaçları bile yükseliyordu. Çocuk, bu dünyaya hayran kalmıştı. Her şey o kadar güzeldi ki, orada yaşamayı bile düşünmeye başlamıştı.
Ama bir şey vardı ki burada insanların bu kadar kısa olduğu bir dünyada, her şeyin devasa olmasına bir anlam veremiyordu. Çocuk, her şeyin bu kadar büyük olmasına şaşkınlıkla bakarken birden bir insan belirdi. Adam, büyük bir elmanın altına uzanıp ağacın dalından onu koparıp yemeye başladı. Çocuk şaşkınlıkla adama yaklaşıp sordu:
“Burada neden her şey bu kadar büyük, siz neden bu kadar küçüksünüz?”
Adam gülümsedi ve “Burada herkesin bir yeteneği var.” dedi. “Bazı insanlar uçabilir, bazıları boylarını uzatabilir, kimisi ise başka şeyler yapabilir. Herkesin yeteneği farklı, ve bu dünya her zaman hayal gücünüzün sınırlarıyla şekillenir.”
Çocuk, bunları duyduktan sonra biraz daha düşünmeye başladı. Ancak birden gözleri açıldı ve bulunduğu yerin bir rüya olduğunu fark etti. O an, her şeyin bu kadar fantastik olmasının, aslında sadece hayal gücünün bir yansıması olduğunu anlamıştı.
Dünyasına geri dönerken rüyasında öğrendiği bu yeni bakış açısını hatırlayarak, her şeyin aslında bizim hayal gücümüzle şekillendiğini fark etti. O günden sonra, normal dünyasında karşılaştığı her zorluk, onun için bir fırsat haline geldi. Çünkü, gerçek dünyada da hayal gücünü kullanarak engelleri aşabileceğini biliyordu.