Bir gün, 5. sınıftaki ilk günüm için hazırlanmış, okula yürüyordum. Yolda bir öküz gördüm ama bu sıradan bir öküz değildi! Üzerinde benimle aynı okul forması vardı. Hemen yanına gidip sordum:
“Hangi şubedesin?”
“Ooo, ben 5-V sınıfındayım.” dedi.
Şaşırdım çünkü ben de aynı sınıftaydım! Böylece beraber okula gitmeye karar verdik ve o günden sonra kanka olduk.
Okula giderken bir şey daha oldu: Kral 5 milyonuncu Wilbur Kedigil’i gördük! Evet, o bir gezegen kralıydı ve bizimle konuşmak için durdu. Birden bizi saf elmas Ferrari F80 arabasına davet etti. Tabii ki hemen bindik. İlk durağımız Wilbur’un şatosuydu.
Şatoya vardığımızda inanılmaz bir gün geçirdik. Önce jakuzide rahatladık, sonra güreştik ve basketbol oynadık. Karnımız acıkınca tam 600 katlı hamburger içinde pizza yedik. Geceyi şatoda geçirip uyuduk.
Sabah olduğunda Wilbur bizi Mars’a gönderdi! Mars’a ilk ayak izimizi bıraktığımızda, öküz “Buraya bir şato yapalım.” dedi. Wilbur’un işçi timsah + aslan + yarasa karışımı ekibi hemen işe koyuldu. Sadece üç saat içinde tam 500.000 kilometre uzunluğunda ve 900 kilometre yüksekliğinde devasa bir şato inşa ettiler.
Her şey tamamlanınca hep birlikte dünyaya geri döndük. Eve vardığımda ailemle monopoly oynadım, yemek yedik ve son olarak Brawl Stars oynayıp güzel bir günün ardından uyudum.