Hayatınızın dönüm noktası olduğu anlarınız oldu mu? Üzüldüğünüz, kırıldığınız ve hatta asla düştüğünüz yerden kalkamayacağınızı düşündüğünüz anlar oldu mu? İşte o gün, ben o anlardan birini yaşadım…
Güneşli bir gündü, kuşlar cıvıl cıvıldı ve o gün benim için çok özel bir gündü: doğum günümdü! Yaklaşık bir aydır bunun için hazırlık yapıyorduk. Pasta, yemekler, arkadaşlarıma 1 ay önceden haber vermiştim. Annem yemekleri hazırlıyor, babam ise balonları şişiriyordu. Ben, yani doğum günü kızı, da en iyi arkadaşımla birlikte hazırlanıyordum. Sonunda her şey hazırdı ve doğum günüm başlamıştı. Dayım bir şeyler almak için markete gideceğini söyledi, ben de tamam deyip arkadaşlarımın yanına gittim. Yaklaşık on dakika sonra dayıma araba çarptığını ve durumunun ağır olduğunu öğrendik.
Doğum gününü ve her şeyi evde bırakıp gittiğimizde, dayım ölmüştü… O gün, hayatımın dönüm noktalarından biriydi. Günlerce kendime gelemedim. Bu haberin yüküyle yaşayamayacağımı düşündüm. Bir daha ayağa kalkamayacağımı düşündüm. Ama hayat bir yol ve bu yola devam etmem gerekiyordu. Bu yüzden size diyebileceğim şey şu: Evet, her şey kötü de gitse her karanlığın bir aydınlığı ve her gecenin bir sabahı vardır.