Yıl 2008, televizyonlar yeni yeni popülerleşiyordu ve Ali ailesiyle birlikte yeni bir televizyon almıştı. Eve vardıklarında Ali’nin heyecanı zirveye çıkmıştı. Hemen televizyonu kurup bir şeyler izlemek istiyordu. Babası, uzun bir uğraşmanın ardından televizyonu kurmayı başarmıştı. Ali, sabırsızca salona gidip koltuğa oturdu ve televizyonu açtı. Ancak televizyonu açtığı an, kendisini sanki farklı bir evrende buldu. O an, ekranla kurduğu bağın başlangıcıydı.
Ali, günlerce, aylarca hatta yıllarca televizyonun başından kalkmadı. Zamanla televizyon, onun için bir tutku haline geldi. Yıl 2020’ye gelindiğinde, televizyona olan ilgi dünya çapında azalmıştı. Ancak Ali’nin durumu farklıydı. O kadar fazla televizyon izlemişti ki gözleri, kırmızı bir renge bürünmüştü. İnsanlar bu durumu duyunca televizyonlarını çöpe atmaya başlamıştı. Ali ise sonunda göz ameliyatı oldu ve televizyona bakmamaya yemin etti.
Bu deneyim, ona aşırı televizyon izlemenin insan sağlığına nasıl zarar verebileceğini öğretti. Ali, artık televizyona uzak durarak hayatına daha sağlıklı bir yön vermeye başlamıştı. Bu hikaye, televizyonun hayatımıza olan etkilerini ve sınırlarını aşmanın sonuçlarını düşündüren önemli bir ders bırakıyordu.