Televizyon

Bir zamanlar evlerimin en parlak köşesinde, üstüme düşen ışıkla parıldadım. İnsanlar beni izlemek için etrafımda toplanır hayatlarının her anına ortak olur zamanın nasıl geçtiğini anlamazlardı. Öylesine önemliydim ki geceleri bile uyumaz, sabahları ilk ışıkla açılırdım. Birçok kanaldan gelen sesler ve görüntülerle evlerindeki boşlukları doldururdum. Her bir kanal bir başka dünyayı açar her program farklı bir yolculuğa çıkarırdı izleyenleri.

Ama bir gün fark etmeye başladım, izleyicilerim benden uzaklaşmaya, bana olan ilgilerini kaybetmeye başladılar. Sabahları açıldığımda evde kimse yoktu. Bazen akşamları bile o eski neşeli seslerin yerine yalnızca sessizlik kalıyordu. Neden ilgisizlerdi?

İlk başta sadece birkaç kişi kaybolmuş gibiydi. Ama sonra daha çok sesler duyulmaz oldu. Hızla değişen bir dünyada ben eski bir dost gibi unutulmuş, zamanın gerisinde kalmıştım. İnsanlar internet diye bir şeyle tanıştı. Beni izlerken bir yandan telefonlarına bakıyor, bilgisayar ekranlarına kayıyorlardı. O kadar çok seçenek vardı ki, youtube videoları, sosyal medya paylaşımları… Hepsi daha özgürdü, daha hızlıydı.
O zaman bir şey fark ettim, artık ben sadece bir arka plandım. Eskiden onlar benimle yemek yer haberleri takip eder, eğlenirlerdi. Ama artık beni sadece yemek yerken arka planda açıyorlar, haberler için cep telefonlarından sesli asistanları kullanıyorlar. Dizi izlemek için ise bilgisayar ekranlarından akış servislerine yöneliyorlar. Her şey, parmaklarının ucunda her an değişen bir seçenek olarak sunuluyor.

Daha fazla insanın bana bakmasını beklerken bir anda sadece evdeki köşemden onları izlemeye başladım. Arada bir onları gülerken ya da şaşırırken gördüm ama bu artık bana değer veren birkaç izleyiciden biri için oluyordu. Kendi programlarımı yapmam bile mümkün değildi çünkü internetin sonsuz genişliğinde içerikler her an yeni bir şeyler sunuyordu. Benim eski gücüm, zenginliğim, sabırlı izleyicilerim, hepsi birer hayal gibi uçup gitmişti.

Bir zamanlar evlerin merkezine yerleştiğimde her akşam aileyi aynı odada toplar sohbetlere, izlemelere ev sahipliği yapardım. Ama şimdi her biri kendi ekranında farklı bir dünya yaratıyor, benimle paylaştıkları zamanın değerini unutarak, dijital çağın hızına kapılıyorlardı.

Benim zamanım, o eski parlak zamanlarım bitti. Şimdi ben yalnızca arka planda kalıyor, uzun saatler boyunca hiç kimseye sesimi duyuramıyordum. Geçmişteki o enerjik, canlı hallerimi hatırladıkça bir hüzün sarıyor içimi. Yavaşça evin köşesinde sessizliğe bürünüyorum, ama hala bir umutla, belki eski günlere dönülecek bir zaman dilimi gelir diye bekliyorum.

(Visited 2 times, 1 visits today)