Birçok araştırmacı “Stres nedir?” sorusuna cevap aramıştır. Doğan Cüceoğlu stresi; “bireyin, fiziki ve sosyal çevredeki uyumsuz koşullar nedeniyle, bedensel ve psikolojik sınırlarının ötesinde harcadığı gayrettir.” Şeklinde tanımlamaktadır. Ekonomik şartlar, taşınma, iş hayatı ve getirdiği olumsuzlar, kazalar, salgın olayları, travma yaşamak stres yaratan uyarıcılar arasında yer almaktadır.
Stres, çoğu zaman olumsuz bir durum olarak adlandırılır ancak insan yaşamında oldukça hayati ve koruyucu bir yere sahiptir. Mesela vahşi bir yaratığın üzerinize geldiğini düşünün. Tehlike anında sinir sistemi, stres hormonu ve adrenalin hormonu salgılamaya başlar. Bu hormonlar sayesinde beden alarma geçer. Kalp atışı hızlanır, kaslar gerilir ve sıkılaşır, nefes alımı artar, vücut tehlike karşısında savaşmak için hazır hale gelir. Hayatta kalmak amacıyla savaşmak ya da kaçmak zorundadır. Ne var ki günümüzde çok nadiren böyle bir şeyin yaşanmasına rağmen insanlarda sık sık stres ve adrenalin hormonu salınımı gerçekleşir, kasları gerilir, nefes alıp verme hızı artar.
Gündelik hayatımızda strese öncülük eden bir sürü faktör vardır:
Önemli yaşam olayları ve günlük yaşamda yaşanan değişiklikler en yaygın çevresel kaynaklarıdır. Örneğin, yeni bir şehre taşınmak, üniversiteye başlamak, aile bireylerinden birini kaybetmek, yeni bir işe başlamak ve benzeri olaylar, yani ‘yeniden uyum’ denilen kavramı gerektiren durumlardır. Bu süreç, insanların çoğunda büyük bir strese neden olur.
Günlük yaşama ait yani sıradan problemler de strese neden olabilir. İş hayatının yorucu temposu, ayrılık, okuldaki problemler ve bitmek bilmeyen dersler, küslükler bile aşırı stres belirtileri görülmesine yol açabilir.
Stres, aynı zamanda kişinin olaylara bakış açısı ve olaylara algılayış biçimi kişinin stresini büyük oranda artırabilir. Olay sırasında kişinin olaya yaklaşma şekli ve bunu yaşarken kendi içinde yaptığı diyalog deneyimlediği stres ile doğrudan ilgilidir. Dolayısıyla bazı durumlarda kişi kendi stresinin kaynağı olabilir. Bu tutum bireyin özgüvenini büyük oranda etkileyen, stresle baş etmeyi zorlaştırabilen bir problemdir.
Stresi doğru şekilde kontrol altına almak kişinin hem ruhsal hem de fiziksel sağlığını korumak için son derece önemlidir. Nasıl Covid-19 gibi çeşitli enfeksiyon hastalıklarından korunmak için güçlü bir bağışıklı sistemine sahip olmak gerekiyorsa sakin, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için stresle baş etme yöntemleri geliştirmek ve bunları alışkanlık haline getirmek önemlidir.
Stresle başa çıkabilmek için ilk önce problemi tanımalı ve ona göre bir yaklaşım yapılmalıdır. Bunun için stres yaşanan yerde, planlı olmak, gerekirse yardım istemek, yardımcı olabilecek kişilerle görüşmek, başa çıkmak için sakin olmak, olmak için huzurlu ortamlar yaratmak, istenen davranışı gerçekleştirebilmek için kendi kendine telkin yöntemini kullanmak gerekir. Bu yöntemde ise kişi düşüncelerini daima olumlu tutmaya çalışmalıdır.
Bazı durumlarda ise problemi tanımak bir yarar sağlamayabilir. Örnek olarak bir yakınını kaybetmek, ciddi anlamda strese sokabilen ve değiştirilmesi mümkün olmayan durumlardan biridir. Böyle olaylarda yeni duruma uyum sağlanmasını kolaylaştırmak için bazı yöntemler vardır. Olayları hatırlatan durumlardan kaçınmak, kas gerilimini engellemek için egzersiz yapmak, nefes egzersizleri uygulamak, keyif veren etkinliklere yönelinmesi, gerekirse psikolojik destek alması önerilir.
Stres her olağan durum gibi yaşanan bir şeydir ve bazen hissetmemiz gerekir. Ama her şeyin fazlası zarardır, değil mi? Hayati bir alarm sistemi, çok fazla kullanıldığında işlevi bozan ve psikolojiyi olumsuz etkileyen bir konuma ulaşabilir.
Kaynakça:
Memorial.com.tr
Medicana.com.tr
Acibadem.com.tr
Medicalpark.com.tr