Brown bear (Ursus arctos) standing on his hind legs in the spring forest

Çılgın İcat

Bir gün bir bilim insanı bir icat yapmış. Bu icat hayvanları aynı insanlar gibi zeki, çalışkan, konuşan canlılara dönüştürmeye yarıyordu.

Ertesi gün bilim insanı çocuğunu getirdi. Çocuğun babası (bilim insanı) başka bir şeyle ilgileniyorken çocuk icatı alıp kaçtı. Çocuk bütün şehirdeki hayvanları aynı insanlar gibi yaptı. Bir sabah babası bir fille karşılaşmıştı. Bu fil şişkoydu, elinde yemekler vardı. Bir restoranda oturmuş her şeyi yiyordu. Babası şaşırdı, fili takip etti. Bir ne görsün ayı… Bu ayının üstünde beyaz gömlek altında kırmızı pantolon vardı. Çorabının da parmağı yırtıktı. Bilim insanı baba yine şaşırdı. Arkasını bir döndü ve bankanın içine baktı. O da ne? Veznedar bir inek. Olamazdı. Bilim insanı baba durumu anlamıştı. Bilim odasına girdi ve icadının orda olmadığını gördü. Şaşkındı. Hemen çocuğunu aradı ve olanları öğrendi. Şimdi tüm hayvanlar konuşuyor, işe gidiyor, parkta oynuyordu. Gerçek icat onları birer insan gibi yapmıştı. Okullar hayvan çocuklarla doluydu. İnsanlar ve hayvanlar bir arada yaşayabilir miydi? Bir fil nasıl bir eve sığar, inek nasıl tuvalete giderdi? Ayı nasıl yatardı? Olamazdı. Şimdi ne olacaktı?

Bilim insanı baba çocuğundan icadını geri istedi ve babası her şeyi düzeltti. Artık hayvanlar tekrar ormandaydı. Çocuklar okulda ve büyükler işteydi.

 

(Visited 2 times, 1 visits today)