Kenya, gerçekten hayvanlarla iç içe olduğunuz çok güzel bir doğa. Eğer Kenya’yı bilmiyorsanız Afrika’da bir ülke olduğunu söyleyebilirim. Benim birçok hikayem var ama en eğlencelisini sizinle paylaşacağım. Annemle birlikte Mombasa adlı bir şehre gitmiştik ve orada en iyi anılarımdan birini yaşamıştım. Bir gün veya daha kısa bir süre içinde trenle oraya varmıştık. İlk maceramı yaşadığımızda, odamıza yerleştik ve balkondaki kapımızı maymunun açmaya çalıştığını gördük. Burada kedi gördüğümüz gibi, orada da maymunları sıkça görüyorduk. Bu, oldukça farklı bir deneyimdi, ama asıl olay daha sonra oldu.
Sabah kahvaltı yaptıktan sonra, öğleden sonra gitmeye hazırlanıyorduk. Ben gitmeye pek hevesli değildim ama resepsiyona geldiğimizde işler karıştı. Resepsiyona giderken güzel bir kokonat buldum ve eve götürmeyi düşündüm. Ancak yolda kötü bir şey oldu. Bir maymun karşıma çıktı ve göz göze geldik. Elimdeki kokonatı almaya çalıştı. Ben korkup maymunun kafasına fırlattım ve hayvan peşinden koştu. Annem, maymunun peşinden gitmesini engelledi ve kokonatı karşıdaki boş resepsiyon dolabına koydu, dönüşte alacaktık.
Resepsiyona gittiğimizde, masum görünen başka bir maymun daha vardı. Birkaç dakika sonra, tavanda sallanırken aşağıda bir adam oturuyordu ve maymun birden adamın kafasına işemeye başladı. Adam kalkıp hareket edince maymun çantayı tutmaya başladı. Maymun, çantanın içindeki muz kokusunu almıştı. O an, adam ve maymun arasında çanta için bir mücadele başladı. Sonunda maymun çantayı açıp, muzu almayı başardı. Ardından muzun kabuğunu açıp yemeye başladı, tavanda asılarak. Benim düşündüğüm tek şey, adamın sonrasında banyo yapmış olmasıydı!
İşte, en eğlendiğim hikayem buydu.