Bir zamanlar kocaman bir ülkede, hayvanların da insanlar gibi hareket edebildiği ve fiziksel hareketler yapıp koşup düşünebildiği bir kent. Bu kentte, hayvanlar kendi okullarına gidip insanlar gibi eğitim alırdı. Bu okulun adı da “Düşünen Hayvanlar Okulu” ormanın tam kenarında, büyük bir denizin kıyısına yakın etrafında çam, meşe ve çoğu ağaçlar ve bitkiler gölgesindeydi.
Bir gün, okulun en keşifçi ve meraklı öğrencisi olan Tarçın adında bir köpek, öğretmeni Bay Bilgili ’ye bir soru sordu:
“Bay Bilgili, neden her tür kendi başına yaşıyor? Neden birlikte daha fazla şey yapmıyoruz?”
Bay Bilgili gülümsedi. “Bu harika bir soru, Tarçın. Belki de sen ve arkadaşların bunu değiştirebilirsiniz!” dedi.
O günden sonra Tarcın, sınıf arkadaşlarıyla bir plan yaptı. Hamster Junyour, kuş Boncuk, köpek Tarçın ve balık Minnoş ile bir ekip oldular. Herkes kendi yeteneklerini kullanarak ormandaki sorunları çözmek için çalıştı. Junyour ağır yükleri taşırken, Tarçın zekasıyla planlar yapıyordu. Boncuk uzak yerlere haber taşıyor, Minnoş ise suyla ilgili işleri hallediyordu.
Bir yıl sonra, Düşünen Hayvanlar Okulu’nun adı “Birlikte Başaranlar Okulu” olarak değiştirildi. Tuki ve arkadaşları, herkesin farklı özellikleriyle harikalar yaratabileceğini göstermişti.
Hayvanlar, birlikte çalışarak sadece ormanı değil, dünyayı da daha güzel bir yer haline getirdiler.