Her sabah olduğu gibi erkenden uyandı, çantasını sırtına taktı ve evden çıktı. Tanıdık yollardan yürürken yolun sonundaki parkta parlak bir ışık fark etti. Daha yakından bakınca, gözlerinin önünde altın rengi bir kapı belirdi. Kapı, sanki onu çağırıyordu.
Etrafına baktı, ama kimse bu tuhaf olayı görmüyordu. Kapıya yaklaştı ve elini uzattı. Sıcak bir enerji hissetti. Derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı. Gözlerinin önünde bambaşka bir dünya vardı: rengarenk çiçekler, gökyüzüne kadar uzanan kuleler ve etrafta süzülen garip yaratıklar…
İçeriye adım attığında, rüzgarın içinde bir ses duydu: “Hoş geldin. Burada her şey hayal gücünle mümkün.” İlerlerken, oyun oynayan bir grup çocuk gördü. Çocuklardan biri ona dönüp, “Biz de buradan geldik. Bu dünya hayallerimizi gerçekleştirmek için var.” dedi.
O sabah, sıradan bir gün beklerken karşısına çıkan bu kapı her şeyi değiştirdi. Artık her gün geçtiği yol, bir maceranın başlangıcı olmuştu. Bu yeni dünyada onu neyin beklediğini bilmiyordu ama bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Hayalleri gerçek olmuştu.