Gizemli Kapı

Her sabah aynı saatte kalkar, hızlıca hazırlanırdı. Evi okula çok yakın olduğu için geç kalktıysa hızlı olmazsa geç kalabilirdi ve okula gitmek için yola çıkardı. Her sabah aynı yoldan geçerdi, hiçbir ilginç ya da sıra dışı şey olmazdı. Ama bu sefer farklıydı, çok sıra dışı bir şey vardı. Önce görmezden gelmeye çalıştı, çok geç kalkmıştı ve hemen çıkmak zorundaydı. Belki de uyanamamıştım diye düşündü ama bu sefer işin içinde bir gariplik vardı. Sokakta, tam ortasında bir kapı vardı! Kimse kapı koymaz ki sokağın ortasına, diye düşündü. Üstelik altın renginde parlıyordu, çok dikkat çekiyordu.

Bunun hayal falan olmadığını fark etti. Merak içindeydi; kapı neden oradaydı? Onu oraya kimin koymuş olabileceği ve en önemlisi kapının nereye açıldığı soruları kafasında dönüp duruyordu ama geç kalıyordu, okula gitmesi gerekiyordu. Yoklama alındığında fark edilirse annesi okula gitmediğini düşünecek ve büyük bir kargaşa çıkacaktı. “En azından bir yaklaşma.” diye düşündü. Kapıya yaklaşırken okulun zil sesi çaldı, gerçek dersin başlamasına iki dakika vardı. İstemeyerek de olsa kapıdan uzaklaştı ve hızlıca okula doğru koştu.

Son anda okulun kapısından girdi. Arkasından hoca da geldi. Bütün ders boyunca aklında tek bir şey vardı: O kapı. Zil çaldığında hemen dışarı çıkıp kapıya bakmaya gitti ama yoktu, kaybolmuştu. Okula gelirken, o yoldan yürüyen birkaç arkadaşına sordu ama onlar kapıyı görmediklerini söylediler. “Emin misiniz?” diye ısrarla sordu, ama onlar oldukça net bir şekilde görmediklerini belirttiler.

Tüm gün aklını kurcaladı ama yapabileceği bir şey yoktu. Akşam eve geldiğinde annesine durumu anlattı ama annesi ona saçmaladığını söyledi. Bunun üzerine, büyükannesine anlatmaya karar verdi. O, herkesten farklı olarak şunu söyledi: “O kapıyı herkes göremez ve sadece sabahları görünür. Ben de çocukken görmüştüm ve beni çok büyük bir maceraya sürüklemişti.” Bunları duyduktan sonra ertesi sabah erkenden gitmeye karar verdi.

(Visited 3 times, 1 visits today)