Hiç uzayı merak ettiniz mi? Ettiyseniz sizi Deniz ile tanıştırayım. Deniz, her şeye meraklı, tuhaf bir çocuktur. Bazen asla anlayamayacağınız şekilde konuşur. Mesela geçen hafta Deniz’in annesi su istediğinde Deniz, “Anne ya çok su içiyorsun. Böbreklerin çiçek gibi sulandı resmen.” demiş. Evet. Belki bu size normal bir cümle gibi gelmiş olabilir. Ama annesi günde 4 saatte bir yarım bardak su içiyor. Deniz çok tuhaf bir çocuk olsa da dersleri gayet iyidir. Mesela asla kitap okumayı ihmal etmez. Her hafta kütüphaneye gidip 2 kitap alır. Haftaya pazartesi bitirmiş olur hepsini. Her zaman pazartesi olmasa da salı getirir. Bu hafta “Dev Portakallar” ve “Bongo’nun Uzay Macerası” kitaplarını aldı. Dev Portakallar kitabını bitirmişti bile. Bu akşam diğer kitaba başlayacaktı. Akşam olduğunda Deniz kitabı okumaya başlamıştı. Deniz, kitabı okurken uyuya kaldığını fark etmedi bile. Saat gece 2 olmuştu. Deniz, mışıl mışıl uyuyordu. Ama bir anda önce bir patırtı sonra da bir gümbürtü duydu. Bir gözünü yavaşça açtı ve bir çığlık patlattı. Bu kitapta geçen sevimli uzaylının ta kendisiydi. Bongo! Deniz yavaşça Bongo’ya yaklaştı ve onu sevdi. Bongo ilk başta korkmuştu ama şimdi daha iyiydi. Deniz “Bongo, sen….sen…… buraya nasıl geldin?” demiş. Bongo kısık bir sesle, “Kitaptan yanlışlıkla fırladım.” diye cevap verdi. Deniz, “Seni evine götürebilirim.” dedi. Bongo, “Ama benim gezegenim Bong gezegeni. Buraya uzak.” dedi. Deniz Bongo’yu kucağına alıp ona “Benim bir arkadaşım var. O bize yardımcı olacak.” dedi. Deniz, kucağında Bongo, dışarı çıkıp yürümeye başladılar. Bongo dünyayı çok tuhaf bir yere benzetti. Çünkü Bong gezegeninde her şey gri renkli ve yer altındaydı. Bongo burayı çok beğenmişti. Geldiklerinde Beste kapıyı açtı. Beste, Denizin mektup arkadaşıydı. Bongo’yu görünce ağzı açık kaldı. Deniz, “Sakın birine söyleyim deme.” der gibi baktı. Hızlıca Beste’nin odasına geçtiler. Deniz olayları anlatınca Beste hemen gezegen kitabını açtı. “İşte bu Bong gezegeni.” “Buradan çok uzak. Bongo, “Peki oraya nasıl geri dönebilirim?” diye sordu.” Beste, “Bunun için bilmeceler çözmelisiniz. Bu bilmeceler Bay Ananas’ın Kafesinde, bir Bebek şirketinde ve Yetişkin restoranında olabilir.” dedi. Beste onlara yollarını tarif ettiğinde, ilk önce Bay Ananasın Kafesine gittiler. İçeride kimsecikler yoktu. Tek bir şey vardı oda bir bilgisayardı. Bilgisayarda şöyle bir soru vardı; “Kanepeyi kim parçaladı?” Deniz ve Bongo bu soruyu çözmeye başladılar. Kırmızı kedicik, “Ben yapmadım! Mavi kedicik yaptı.” dedi. Mavi kedicik, “Kanepeyi ben parçaladım. Pişman değilim.” dedi. Yeşil kedicik, “Kırmızı kedi yaptı! Gördüm.” dedi. Köpek, ” Aaaa….Bak arkadaşım ben bir köpeğim, bu mantık bulmacasında yerim yok.” dedi. Bongo ve Deniz düşünmeye başladılar. Deniz, “Mavi kedicik yaptı! Söylüyor ya!” dedi. Mavi kediciği işaretlediler. Bilgisayardan “Bıııııııııpppppp” diye bir ses geldi. Yanlış bilmişlerdi. Tabii üzüldüler. Ama şimdi Bebek Şirketine gitmeye karar verdiler. Bebek şirketinde de bir bilgisayar vardı. Bilgisayar, 3 bardak gösterdi. Orta bardağa bir misket koydu ve bardakların yerini değiştirdi. Misketi bulmaları gerekiyordu. Bongo, sağ bardağı seçti. Bilgisayar, “Diillllllliiiiinnnggg” dedi. Bu sefer doğru bilmişerdi. Arkalarına altın bir kapı açıldı. Bong gezegenine açılıyordu. Deniz Bongo’ya sarıldı ve veda etti. Bongo kapıdan geçti. Artık sabah olmuştu. Deniz koşarak eve döndü. Ailesine anlatabilirdi tabii ama bunu gizli tutmaya karar verdi.
Kitaptaki Uzaylı
(Visited 2 times, 1 visits today)