Nezrin öğretmen her sabah okula gitmek için aynı yoldan geçiyordu ama bu sabah her şey farklıydı. Gözlerinin önünde birdenbire beliren parlak, altın rengi bir kapı, onu başka bir dünyaya davet ediyordu. Nezrin öğretmen içeri girdi. İçerisi karanlıktı. Göz gözü görmüyordu. Nezrin öğretmen koşarak bu karanlık mekandan kaçmaya çalışacaktı. İçinden üçe kadar saydı. Koşmaya başladı. Tam çıkışa bir adım kala kapı kapandı. Odadan gelen ses Nezrin öğretmene “Böyle giderse bu okulun tüm öğretmenleri elime geçecek. Nezrin öğretmen kendini ağzı ve kolları bağlı bir şekil de uyandı. Nezrin öğretmen etrafına bakındığında şok olmuştu çünkü bu onu arkadaşları yani okulumuzun tüm öğretmenleri onun gibi ağzı bağlanmış bir şekilde aydınlık bir odada tutuluyordu. Nezrin öğretmen kurtulmak için çırpınıyordu. Bütün öğretmenler ona güler gibi baktı. Nezrin öğretmenin kafasın da bir ampul yandı. Ciddiyim Nezrin öğretmenin üstündeki ampul bir anda yanmaya başladı. Nezrin öğretmen o gün panoyu hazırlamak için cebine minik bir makas atmıştı. Makasa uzanmak için uzun bir mücadele verdikten sonra makas ile ipini kesmeye çalışırken yüzünde maske olan çocuk boyunda belki daha kısa birkaç kız geliyordu. Kızlar ellerinde makaslar ile odadan içeri girdiler. Nezrin öğretmen telaşla makası geri yerine koymaya çalıştı ama artık çok geçti. Maskeli kızlar içeri girip makasla öğretmenlerin ellerini ve ağızlarına bağlı olan ipi kesmeye başladılar. Kızlardan biri Nezrin öğretmenin yanına geldi ve “Merak etmeyin öğretmenim sizi kurtarmaya geldim.” dedi. Nezrin öğretmen bu sesi daha önce duyduğuna emindi. Meraklı bir şekilde “Siz kimsiniz acaba?” diye sordu. Tabi ki minik kız sesiz kalmadı ve maskesini açarak “Benim Asel, Nezrin öğretmenim.” dedi. ardından herkes yüzünü açtı. Bu minik kızlar Nil BİLGİNLİ, Miray ve tabi ki Asel’di. Miray biraz öne gelerek “Şimdilik sadece Şevval öğretmen , Buket öğretmen ve Nezrin öğretmeni alacağız sonra sizi de çözeceğiz.” dedi. Ardından bu öğretmenler kızları ne olduğunu anlamamış bir şekilde takip ettiler. Kızlar onları temizlikçi odasına götürdü. Asel onlara temizlikçi ablaların eşyalarını koyduğu şeyin altına binmelerini istedi. Öğretmenler hiç tereddüt etmeden arabaya bindiler. Nil onlara planı anlattı. Miray yere portakal suyu dökecekti. Nil ile Asel ise yeri temizlemeye giderken öbür gurup ile kontrol odasına doğru koşacağız. Aslında çok iyi bir plandı ama bu grup acaba kaç kişiydi ve bu gurubun lideri kimdi acaba? Plan takır takır işliyordu. Öbür gurup gelince bu iş çok kolay olacaktı. Biz portakal suyunu temizlemişti ikinci grup hala gelmemişti ve bir B planımız yoktu. Asel hemen telsizden Zeynep Ela , Ela ve İdil ile konuşuyordu. O sırada öğretmenler kaç tane grup olduğunu sordu. Galiba Nil’i matematik sınavına sokulmuşlardı. Nil hemen cevapladı” 6 grup var ve her gurupta 3 kişi var.” dedi Nil. Anından terler akıyordu. ikinci grup geliyordu ama çok havalı gözüküyorlardı. Onları kenara çektik. 4 grup daha bekliyorlardı. O gruplarda gelmişti. Şu anda kontrol odasına varmıştık. İçeri girmeye çalışıyorduk derken Ece oradaki heykellerden birini alıp kapıya hücum etti. Kapı açılmıştı ama Ece yerde gülmekten bayılırken Asel ve Miray ” Kimsin sen yüce olmayan yönetici.” dedik. Artık kaçacak yeri kalmamıştı. Yönetici: “Tamam beni yakaladınız.(maskeyi çıkartır) Ben Asilim ama her şeyi açıklayabilirim sadece bir gün daha tatil olmak istemiştim.” dedi.
Son