Kasımın bir günü okul çıkışı eve gitmek için okul çantamı hazırlıyordum. Tam elimi annemi aramak için cebime atıyordum ki birinin bana seslendiğini duydum. Beni durduran kişiye bakmak için kafamı çevirdiğimde Ömer’i gördüm. Bana reddedemeyeceğim bir teklif sundu: “Bugün ben ve senin de tanıdığın birkaç arkadaşım saat 5’te AVM’ye gideceğiz. Gelmek ister misin?”
Onun bu teklifine karşılık “Yani aslında bayağı bir işim var.” dedim fakat biraz düşünüp“Aslında neden olmasın?” dedim Hafta içi eve gidip ders çalışmaktan başka bir şey yapmadığım için biraz eğlenmeye ihtiyacım vardı. Üstelik Ömer’le ve diğer arkadaşlarla daha fazla vakit geçirmek fikri oldukça cazipti. Kafamı aşağı yukarı sallayıp teklifi kabul ettim ve eve gidip hazırlanmam gerektiğini söyledim. Ömer, “Seni AVM girişinde bekleriz.” diyerek yanımdan ayrıldı.
Eve vardığımda, hızlıca üstümü değiştirdim, çantamı bıraktım ve biraz dinlendim. Oda arkadaşlarım Eren ve Duru’ya AVM’ye gideceğimi söyledim, Eren “Peki.” dedi ama Duru “Ben de gelmek istiyorum.” dedi. Bana biraz ısrar ettikten sonra kabul ettim. Saatime baktığımda, neredeyse gitme vakti gelmişti.İkimiz de hazırlanmaya başladık, ben üstüme güzel kıyafetler giydim ve Duru’nun kapısına sert bir şekilde vurmaya başladım. “Hadi artık! Çıkalım!” diye bağırdım. O da “Tamam!” diye cevap verdi. Odadan çıktığında üstünde beyaz bir gömlek ve altında lacivert bir etek vardı. “Helal olsun, ilk defa güzel giyinmişsin.” dedim dalga geçerek. İkimiz de güldük.
Saat 4 buçuk olmuştu. Artık cüzdanımı alıp dışarı çıkmamız lazımdı. Dışarı çıktık, yürüdük, dolmuşa bindik derken saat 5 olmuştu. Dolmuş AVM’nin ön tarafında durdu ve ben de o sırada indik. Duru’yu kalabalıkta kaybetmemek için kolumu Duru’nun omzuna attım Etrafıma biraz bakındım. Ta ki Ömerleri görene kadar. Onlara el salladım ve Duru’yla yanlarına gittik. Üç kız, Ömer de dahil, iki erkeklerdi. Yanlarına gittiğimizde hepsi bizi çok cana yakın karşıladılar. Sonrasında hep birlikte AVM’ye girdik.
Yedimizden de ilk olarak yapacak şey için farklı fikirler çıktı ama ilk yemek yemeye karar verdik. En üst kata çıktık, bir masa seçtik ve herkes yemeklerini almak için etrafa dağıldı. Duru ve Ömer de benle geldi. Duru aninden omzuma dokundu ve eğilmemi istedi. Kulağıma “Yahu bu iki çocuk sürekli kavga etmiyor mu sence de?” diye fısıldadı. Ben de hemen onlara doğru baktım. Gerçekten de doğruydu. İtişmeden iki saniye duramıyorlardı. Galiba Duru’yu bu durum çok rahatsız etmişti. Onun kulağına geri fısıldadım. “Doğru diyorsun. Biraz daha bu durum devam ederse dolmuşa biner gideriz. Olur mu?” Kafasını aşağı yukarı sallayarak onayladı.
Yemeklerimizi aldıktan sonra masaya onları koyduk ve oturduk. Yemeye başladığımızda o iki çocuk hâlâ kavga etmeye devam ediyordu. Bu durum hem beni hem de Duru’yu bir hayli rahatsız ediyordu. Yemeklerimizi yedikten sonra Ömer’e döndüm ve dedim ki “Kusura bakma Ömer, bizim gitmemiz lazım acil bir işimiz çıktı.” dedim. Ömer de “Tamam o zaman okulda görüşürüz.” dedi ve Duru’yla oradan ayrıldık. Dolmuşu yaklaşık 30 dakika bekledikten sonra dolmuşa bindik. Duru yanıma oturdu. Pencereden dışarı bakarken omzumda bir şey hissettim. Kafamı çevirip baktığımda Duru’nun uyuduğunu gördüm. Uyandırmadım çünkü arkadaşım bugün bayağı bir rahatsız olmuştu. Dinlensin istedim.
Sonra durağa geldiğimizde “Duru hadi kalk geldik.” dedim ve onu uyandırdıktan sonra dolmuştan birlikte indik. Ertesi gün okula gittiğimde direk sırama oturdum ve kafamı sıramın üstüne koydum. Sonra sırtıma biri dokundu. Dokunan kişi Ömer’di. Arkama baktım ve onu gördüm. Sonrasında konuşmaya başladı. “Yahu Kağan iyi ki gitmişsiniz siz. Yoksa kavgaya siz de şahit olacaktınız. Ben de bir yumruk yedim hatta.” Gözlerim kocaman açıldı. Buna cevap olarak da “Yok artık. O ikisi miydi? Çok mu kötü kavga ettiler?” dedim. Kafasını “Evet.” anlamında salladı. Sonra içimden kendi kendime geçirdim. “Hem Duru için hem de kendim için verdiğim en iyi kararmış.”