Herkesin bildiği gibi topraklarımız uzun yıllar boyu eski ve köklü birçok millete ev sahipliği yapmıştır. Bu milletlerin birçok eseri ve yapıtı günüzüme kadar ulaşmıştır. Aslında bu eserler geçmiş hakkında bizlere bilgi sunmaktadır. Çokça turist aslında bu tarihi eser ve yapıtları ziyaret etmek için gelir ülkemize. Sadece tek bir milletin tarihini taşımadığı için bu kadar sık ziyaret edeilir Anadolu toprakları. Yabancılar tarafından bu kadar çok rehabet gören bu tarihi eserler maalesef ülkemizce bu kadar önemsenmiyor. Ülkemizde farklı farklı nedenlerle zarar gören, yok olan birçok tarihi eser, birçok tarihi kent bulunmakta. Mesela birkaç tarihi kent barajların suları altında kalıp zarar gördü.
Yaklaşık 4,5 yıl önce sular altında kalan Hasankeyf maalesef ki buna örnek. Hasankeyf’in tam olarak ne zaman kurulduğu belli olmasada tarihinin antik döneme kadar uzandığı bilinmektedir. Yapılan çalışmalarda 3.500 yıldan 12.000 yıl öncesine kadar arkeolojik buluntulara rastlanmıştır. Bu denli eski tarihi yapılara sahip ilçemiz sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Ilısu barajının su tutması üzerine sanat eserleri taşınmaya başladı ancak tabii ki hepsi kurtarılamadı. Sadece bir baraj uğruna neredeyse yok olma riskiyle karşı karşıya kalan bu tarihi yapıtlar Asur, Med, Urartu, Pers (Sasani), Roma, Emevi, Abbasi, Hamdani, Mervani, Selçuklu, Artuklu, Eyyübi, Akkoyunlu, Osmanlı dâhil yaklaşık 40 medeniyete ev sahipliği yaptı. Taşınabilecek yapılar yeni yerlerine ulaşsada, taşınamayacak tarihi eserlerimiz maalesef sular altında.
Bir diğer örneğimiz ise Zeugma. Gaziantepte bulunan bu mükemmel ötesi tarihi şehir Roma döneminden birçok mozaiğe ev sahipliği yapmakta idi. Asur Ticaret Kolonileri Çağından beri Fırat nehrini geçmek isteyen ticaret kervanlarının ve orduların kullandığı önemli noktalardan birisiydi. Zeugma antik kentinin bulunduğu yer, Mittani, Geç Hitit ve Geç Asur Krallıkları gibi Anadolu ve Mezopotamya kültürlerini benimsemiş Aramca gibi Sami dilleri konuşan topluluklar tarafından M.Ö. 3 binden itibaren yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Maalesef bu tarihi topraklar 2000 yıllarında Birecik Su Barajı’nın suları altında kalmıştır. Sular altında kalmadan yapılan birtakım çalışmalar sayesinde kurtarılan Roma ve Doğu Roma Dönemi’ne ait 3000 metrekare mozaik, 140 metrekare duvar resmi, 4 adet Roma Çeşmesi, 20 adet sütun, 4 adet kireç taşından yapılmış heykel, bronz Mars heykeli, mezar stelleri, lahitler ve mimari parçalar günümüzde Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir.
Maalesef bu güzelim tarihi eserler ve yapıtlar ülkemizde bir baraj uğruna yok oluyor. Barajlar her ne kadar önemli olursa olsun bu tarihi eserler kültür yansıtan önemli değerler ve barajların bu değerler önüne geçmesi söz konusu bile olmamalı.