Veganlık, hayvan veya hayvana ait herhangi bir ürünü tüketmeyi reddetmektir. Son zamanlarda veganlık dünya çapında çok artmış durumdadır. Bunun hayvan sevgisi, yaşam tarzı ve popüler kültür gibi pek çok nedeni olabilir. Peki ya gerçekten 2030 yılına kadar tüm insanlık vegan olmazsa türümüzü devam ettiremez miyiz ?
Kendi fikirlerimi belirtmeden önce bunun çok ciddi ve ağır bir görüş olduğunu belirtmek istiyorum. Şimdi sıra benim düşüncelerimde. Herkesin vegan olmasını zorunlu kılmak, dünya genelindeki kültürel ve geleneksel beslenme alışkanlıklarını göz ardı etmek anlamına gelebilir. Birçok kültürde hayvansal ürünler, sosyal ve dini geleneklerin önemli bir parçasıdır. Ek olarak, bazı insanlar için vegan beslenme tercih edilmese bile dengeli ve sağlıklı bir diyet sürdürmek mümkündür. Hayvansal ürünlerden gelen bazı besinlerin (örneğin B12 vitamini ve omega-3 yağları) vegan diyetlerde yeterince alınması zor olabilir ve takviyeler gerekebilir. Öte yandan, dünyada geçimini hayvancılık ile sağlayan ciddi bir nüfus bulunmaktadır, herkesi vegan olmaya zorlamak bu meslek dalında çalışan insanların işsiz kalmasına neden olabilir. Aynı zamanda, vegan beslenme için gerekli ürünler dünyanın her yerinde kolay ulaşılabilir şeyler değildir. Örneğin, dünyanın çoğu bölgesinde karpuz çok uygun bir meyveyken bu durumun Japonya’da çok farklı olmasıdır. Japonya’da karpuz, ulaşılması en zor meyvedir. Başka önemli bir nokta ise veganlığın doğaya verdiği zararın normal bir insan diyetinden (Karbonhidrat, protein, vitamin ve mineral, yağ ve suyun doğru oranlarda bulunduğu diyet.) daha az olduğunun herhangi bir kanıtı yoktur. Her ne kadar vegan beslenme çevre dostu olarak tanımlansa da, tüm vegan gıdaların üretimi çevresel açıdan sürdürülebilir değildir. Örneğin, bazı bitkisel ürünlerin yoğun su kullanımı veya ormanların yok edilmesi gibi yan etkileri olabilir. Bununla ilgili somut bir örnek vermek istiyorum:
Yaptığım araştırmalara göre, dünya genelinde en büyük avokado ihracatçısı Meksika’dır. Akla gelen en iyi senaryoda Türkiye bir yıl boyunca ithal ettiği bütün avokadolarını Meksika’dan getirtsin. Bir kargo uçağı, eğer tüm uçağı sadece avokado ile doldurursak ortalama maksimum 400.000 tane avokado taşıyabilir. Bu Türkiye’nin yıllık ortalama avokado ihtiyacını karşılamak için ortalama 24 tane bu bahsi geçen uçağa ihtiyaç duyduğu anlamına gelir. Ortalama bir uçak uzun mesafe yolculuklarda ortalama 195 gram karbon salınımı yapar. Meksika ve Türkiye arası 11268 km’dir. Bu durumda bir uçak bu yolculukta 2.197 kg karbonu doğaya salmış demektir. Ama bunu 24 uçağın yaptığını düşünürsek bu sayı 52.734’ü buluyor. Tabi bu uçaklar bu teslimatı yaptıktan sonra geri dönüyorlar, en iyi ihtimalle başka hiç bir yere uğramadan Meksika’ya dönerler. Bu da karbon miktarını 105.468 kg yapıyor. Tabi ki Türkiye’ye vardıktan sonra avokadoların soğuk zincir dağıtımı, raflara gelimi, kontrolleri için doğaya salınan karbon miktarını hesaba katmıyoruz bile. Sadece Meksika’dan Türkiye’ye uçakla gelmesi için 105.468 kg karbon, yani en az ortalama 530 tane ağacın yıllık temizlediği karbon miktarını doğaya salıyoruz. Bu durumda sizce veganlık insanlığı kurtarmak için herkesin 2030’a kadar uygulamasını gerektirecek kadar mühim mi?
Sonuç olarak bu metni veya örneği yazma sebebim veganizmi suçlamak veya zan altında bırakmak değil. Demek istediğim şey; belki de bazı insanlar için bir diyet, bir kültür veya bir yaşam tarzı olan dengeli ve hayvansal ürünlerin bulunduğu tüketim biçimini tamamen ortadan kaldırmak yerine, daha doğru şekilde düzenlemek veya daha mantıklı çözümler bulmak insanlık için daha yararlı olabilir.