Sürpriz

Mert, her zamanki gibi iş çıkışı eve gitmek için otobüse bindi. Gün uzun ve yorucu geçmişti, kafası yoğundu. Telefonunu çıkarıp müzik açtı, otobüsün hareket etmesini bekliyordu. Tam o sırada cebinde başka bir titreşim hissetti: bir mesaj gelmişti. Mesaj, eski arkadaşı Tolga’dan geliyordu. “Acilen buluşmamız lazım!” yazıyordu sadece. Mert kaşlarını çattı, Tolga genelde böyle telaşlı olmazdı. Bir sorun mu var, diye düşündü. “Ne oldu?” diye hemen cevap yazdı. Tolga’dan gelen yanıt kısa ve netti: “Anlatması uzun ama eğer 20 dakika içinde şu adrese gelirsen hayatının en büyük sürprizi seni bekliyor.”

Mert’in kafası karışmıştı. Yorulmuştu ama merakı da ağır basıyordu. Ne olabilirdi ki bu kadar önemli? Otobüsten indi, aceleyle mesajdaki adrese doğru yürümeye başladı. Adrese vardığında, karşısında eski bir lunapark buldu. Çoğu oyuncak çalışmıyor gibiydi ama ışıkları yanıyordu. Kapıda Tolga onu bekliyordu, yüzünde kocaman bir sırıtışla.

“Beni buraya neden çağırdın?” dedi Mert, şaşkınlıkla.

Tolga gizemli bir şekilde göz kırptı. “Bekle ve gör!” dedi, kolundan tutup onu lunaparka doğru çekti.

İçeri girdiklerinde, bir anda birkaç eski arkadaşları ortaya çıktı, ellerinde balonlar ve abur cuburlar. Hepsi Mert’e bakıp gülümseyerek bağırdı: “Sürpriz!”. Meğer Tolga, Mert’in çocukluğundaki bir hayalini gerçekleştirmek için bu küçük lunaparkı kiralamıştı. Mert, çocukken lunaparkta bir gece geçirmek istemişti ama o fırsatı hiç bulamamıştı. Şimdi ise arkadaşları, onun bu eski hayalini gerçekleştirmek için bir gece boyunca sadece kendilerine ait olan bir lunapark ayarlamışlardı. Mert bir an durup etrafına baktı. O eski, masum hayalinin gerçek olduğunu görmek çok tuhaf ama aynı zamanda harika hissettirmişti. Gözleri parlayarak Tolga’ya döndü ve gülümseyerek “Verdiğin en iyi karar bu olabilir, dostum,” dedi.

(Visited 4 times, 1 visits today)