Uyandığım an bir tankın içinde olduğumu fark ediyorum. Sonra yeni bir gezegene taşınma yoluna çıktığım aklıma geliyor ve rahatlıyorum. Ama tankın içi hala biraz soğuk olduğu için bir an önce çıkmaya çalışıyorum ve tankın kapısını açarak çıkıyorum. Çıktığımda ilk fark ettiğim şey benimki gibi yüzlerce daha tank olan siyah bir odada olduğum oluyor. Ama tankların büyük çoğunluğunun içinde hala insanların olduğunu görünce kendi kendime düşünüyorum, “Beni sistem olması gerekenden daha erken mi uyandırdı acaba?” diye. Ama bilekliğimde “Gezegen 456-B sektör 0’dasınız” diye bir bildirim gelince bunu o kadar da sorgulamayıp çıkışı aramaya başlıyorum. Buradaki yer çekimi Dünya’dakinden hafif daha az olduğu için yürümek daha kolay gelse de yine de garibime gidiyor. Yaklaşık 5 dakika yürüdükten sonra üstünde çıkış tabelası olan bir kapı buluyorum. Önce derin bir nefes alıp kendimi hazırlıyorum, sonra bir adım öne yaklaşarak kapının açılmasını bekliyorum. Kapı açılınca ilk olarak Dünya’dakinden çok farklı yapılmış yaşam alanlarını görüyorum. Odaların hepsinin beyaz bir küre şeklinde yapıldığını ve silindir gibi koridorlarla bağlandıklarını görüyorum. Bunu biraz garipsesem de bir süre sonra altımdan metallerin gıcırdama sesini duyuyorum ve aşağı inmem için kısa bir merdiven indiğini anlıyorum. Merdivenin yere değmesini bekledikten sonra basamaklardan teker teker aşağı iniyorum. Aşağı bakarken yerdeki yer döşemelerinin çağdaş tasarımını görüyorum ve bu kare tasarım benim nedense çok hoşuma gidiyor. Yer döşemelerine ayak bastıktan sonra üstüme baktığımda üstümde kubbe gibi bir yapının olduğunu fark ediyorum. Biraz etrafımdaki küresel binalara bakıp bu görüntüye alışmaya çalışıyorum. Ardından tanka girerken yanımda duran görevlinin kendi küremin yerinin bilekliğimde kaydı olduğunu söylemesi aklıma geliyor ve bilekliğimin haritasına bakıyorum. Haritada bir 10 dakika yürüyüş mesafesinde olduğunu söylediği üstünde kırmızı bir ev işareti bulunan bir küre buluyorum. Bir yandan bu yeni evime doğru olan yol tariflerine bakarken bir taraftan da kulaklıklarımla müzik dinleyerek yeni evime doğru merakla yürüyorum. Sakin kalmaya çalışıyorum ama yeni bir gezegende olmanın verdiği endişeyi aklımdan çıkaramıyorum. Sonunda evime vardıktan sonra giriş kapımla karşı karşıya kalıyorum. Ben giriş kapısını incelerken giriş kapısının ortasında bir kamera çıkmış, lazerleriyle benim yüzümü tarıyordu. Benim kimliğimi onayladıktan sonra kapı açılıyor ben de içeri giriyorum. İlk etrafa bakınıp yeni evime alışmaya çalışıyorum. Etrafa bakınırken bavulumu masanın üstünde görüyorum. Tam üstümü değiştirmiş, yatmaya hazırlanıyorken pencereden bir ses geliyor. Ben de kalkıp pencereden dışarı bakmış sesin kaynağını arıyorken ilerimde bir uzay mekiği iniş alanı olduğunu görüyorum. Onun yukarısındaki gezegene de son kez bakıp yatağıma yatıyor, uyumaya çalışıyorum.