Sonunda hayallerimi süsleyen sarayın kapısına vardım. Kocaman, kırmızı ve ihtişamlı bir kapıydı. İçeri girmek için çok heyecanlıydım, bakalım beni içerde neler bekliyordu.
İçeriden gelen güzel yemek kokuları, beni adeta büyülemişti. Kim bilir, mutfakta neler hazırlanıyordu! Sarayın mutfağında birçok profesyonel şef vardı, bu da harika kokuların kaynağını açıklıyordu. Ben de mutfağa girip yemek pişirmek, yeni tarifler öğrenmek ve şeflerin kraliyet ailesi için hazırladığı yemekleri tatmak isterdim.
Sarayın içinde, gösterişli duvarlar ve upuzun koridorları süsleyen rengarenk tablolar vardı. Bunlar benim ilgimi çekmişti. Tabloların bazıları, kral ve kraliçenin yaptıkları seyahatlerden getirildiği için özel bir anlam taşıyordu. Bu tablolar, sarayın duvarlarına gerçekten çok yakışmıştı. Burada olmak beni heyecanlandırıyordu ve her yeri görmek, tanımak istiyordum. Kral ve kraliçe ile tanışmak harikaydı, bu benim için süper bir deneyimdi. Onlara sorular sordum, sohbet ettik. Çok eğlenceli ve komik insanlardı; nazik ve kendini beğenmiş değillerdi.
Kocaman bir ülkeyi yönetmek zor olsa da onlara göre gayet kolay görünüyordu. Tanışmak gerçekten çok güzeldi; iyi ki gelmişim!