Onuncu Yılda Mor Zambaklar

İlk defa başlangıç yapmıyorduk hiçbirimiz hayatın yeni bir bölümüne. Biz fark etmesek de belki bazen reddetsek de hayat bizi başlangıçlara hep itmişti ama bu farklıydı. Hayatta yeni bir sezona ani bir giriş yapmış gibiydik. Liseye başlıyorduk. Stresli bir yılın ardından bir şekilde bir şeyleri geride bırakarak gelmiştik işte, buradaydık. Okulumuz diğer okullardan bir hafta önce oryantasyon haftası ile başlamıştı. O heyecanı, okulun büyük kapısından içeri girerken kalbimin küt küt atışını, uzun isim listesinde hızlıca ismime bakışımı… Hatırlıyorum, hangimiz unutmuştur ki lisenin ilk gününü? Beştepeli olma yolunda ilk adımımızdı o gün. Büyük bir resmin, ömür boyu gururun, dünya insanı olmanın ilk günüydü!

 

Hazırlık yılımda sınıfımız okulun en yukarıdaki katlarından birindeydi, merdivenleri çıkarken çıktığım şey sadece merdivenler değilmiş gibi hissediyordum. Ben geleceğim için yeni bir yola başlamıştım ve çıktığım bu merdivenler bu zambaklarla süslenmiş mor yolun zarif bir başlangıcıydı. Zaman ilerledikçe öğretmenlerim tüm özverileriyle sınıfa gelmeye başladılar, onlar bize kendilerini anlattı biz onlara kendimizi. Üst dönem ağabey ablalarımızdan her biri hakkında bazı duyumlar alıyorduk tabii: “Bak o hocanın muhabbeti çok iyidir, onu kesin seversin, şu hoca çok ödev verir dikkatli olun, oradaki hoca derse geç kalanı sınıfa almıyormuş ama dertleşmek istersen ilk ona git…” gibi tavsiyeler veriyorlardı bize, her biri hakkında. Birçoğu da doğru çıktı ama tabii ki bazı şeyleri yaşayarak deneyimliyor insan. Okula başladığımda İngilizcem hiç fena değildi ama bazı kaygılarım vardı. “Müfredat İngilizce ben bunun halledebilecek miyim, ya zorluk çekersem o zaman ne olacak, acaba başarabilecek miyim?” Bunlar gibi bir sürü düşünce geçiyordu aklımdan ama zamanla okuluma alışmamla birlikte bu kaygılarımın aslında hiçbir anlam ifade etmediğini anladım. Bu yolda ileride çok güçlü gönül bağları kuracağım okulum, öğretmenlerim ve arkadaşlarımla yürüyordum, kısacası emin ellerdeydim.

 

Yaşadığım binlerce anı ve kazandığım birçok deneyimden sonra lise yıllarımı ileride kullanacağım bir çok sertifika ve akademik başarılarla geçiriyordum. Yaz tatilinde okulum Beştepe Kolejinin spor okulu olan Artletics’te iş ortamını deneyimleme fırsatı yakaladım ve paha biçilemez bir tecrübe edindim. Yaz tatilinin bitmesi ile birlikte okulumuz başlamıştı. Yeni döneme yeni sınıfım ve yeni sınıf arkadaşlarımla başlamıştım ve şanslıyım ki hazırlık sınıfı senesinde yeteri kadar tanıyamadığım farklı insanlarla daha yakın olma fırsatı yakalamış ve çok güzel ömür boyu sürecek arkadaşlıklar edinmiştim. Bir yandan ulusal müfredatı ve projelerimi takip ederken aynı zamanda IGCSE programını tamamladım. Kimi zaman zorluklar yaşasam da öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın desteğiyle bu yorucu yolculuğu da gururla tamamladım. Buradaki başarımla okulumun düzenlemiş olduğu A Level Day etkinliğine katıldım ve İngiliz Büyük Elçisi Jill Morris ile bire bir tanışma fırsatı yakaladım. Büyük elçi ile program hakkında konuşarak A Level yolculuğuma yürekten bağlı hale geldim.

 

Okulumun çok iyi planlanmış çift müfredat programıyla bir dünya insanı olmaya adım adım hazırlanıyorum ve burada edindiğim bir ömür boyu sürecek gönül bağları için hep iyi ki diyeceğim. Dünyanın neresinde olursam olayım hep bir Beştepeli olarak kalacak ve bu ekolü kalbimde yaşatacağım. Beştepe’nin onuncu yılında onuncu sınıfım ve bu on yıllık serüvenin bir parçası olmaktan hep gurur duyacağım! Ben onuncu yılı olan bir okulda bunları yaşadım. Gelecek on yıllarda neler olacağını tahmin bile edemiyorum. Her zaman, hayatımın her anında okulumun yanında olacağım. “Sıradan olma Join Us”.

(Visited 2 times, 1 visits today)