Merhaba, ben Ayşe. Hayatınızda hiç yüzünü bile görmediğiniz kişilerin olduğu ama sevdiğiniz bir dostunuzun doğum gününe gittiniz mi? Ben gittim. Düşündüğünüzden de kötü geçti. Hadi gelin size anlatayım:
Oraya gittiğim an bir şeyler olacağını hissetmiştim. İçeri girdim ve herkes yüzüme bakıyordu. Çok garip bir ortamdı. Kimse beni tanımıyordu, ben de onları. Hatta birisi bana, “Yanlış yere geldin!” dedi. Çok utanmıştım, gerçekten yanlış yere geldim mi diye arkadaşımı aradım ama hayır, doğru yere gelmiştim. Ben rengarenk giyinmişken herkes simsiyah giyinmişti. Hepsi telefonlarına bakıyorlardı, arkadaşım da dahil. Yoksa bana şaka mı yapıyorlardı diye düşündüm ama bu çok mantıksız. Kim böyle bir şaka yapar ki?
Arkadaşımın yanına gidip, “Siyah teması var mı?” diye sordum. Yokmuş ama niye herkes böyle giyinmişti? Arkadaşım bunun onların bir alışkanlığı olduğunu söyledi. Bu ne biçim bir alışkanlık, nasıl bir arkadaşlık bu! Buradan gitmek istiyordum ama gidemezdim. Niye böyle şeyler benim başıma geliyor, niye diye ağlamaya başladım. Yine toplumun içinde rezil oldum. Sabrım tükenmişti artık. Ben gidiyorum bu partiden. Umarım bir daha böyle bir deneyim yaşamam.