Profesör ve Zaman Makinesi

Bir bilim insanı olan profesör, uzun zamandır uğraştığı zaman makinesini istediği gibi yapmaya çalışıyordu. Zaman makinesi, konulan kamera veya kişiyi geçmişe yollamayı vaat ediyordu. Daha önce birkaç test geliştirmişti ancak sonuçlar istediği gibi olmamıştı. Geçmişe kendi yaptığı bir kamerayı göndermeyi başardı. İlk başta her şey normaldi, kamerayı sapasağlam geçmişe yollamıştı fakat geri getirememişti. Laboratuvardan kamerayı izlediğinde, kameranın uzay boşluğunda gittiğini görmüştü. O kadar uzağa gitmişti ki başka bir galaksideki kara deliğinin yakınlarına ışınlanmış ve sonradan kara delik kamerayı yutmuştu.

Profesör, bu hatayı düzeltmek için tüm günlerini zaman makinesiyle geçiriyordu ama sürekli bir sorun çıkıyordu. O gün de makineyle uğraşıyordu.

— Şunu şuraya taktık mı, şunu şuradan çıkardık mı? Oldu bu iş.

Dedi profesör. Artık geçmişe gitmeye hazırdı. Her şeyi hazırladı, kalbi güm güm atıyordu.

— Üç, iki, bir, sıfır.

Dedi profesör ve gözünü kapadı. Gözünü açtığında, kamera hiçbir yere gitmemişti. Makineyi biraz gözden geçirdikten sonra çalışmamasının sebebini anladı: meğerse akü bitmişti. Aküyü değiştirdikten sonra tekrar denedi.

— Üç, iki, bir, sıfır.

Dedi profesör yeniden. Adımları tekrarladı ve diğerlerinden farklı bir şey oldu. Bu sefer işe yaramıştı.

— Yaşasın, sonunda yaptım!

Diye bağırdı profesör. Hemen kendisini makinenin içerisine bindirdi ve geçmişe yollandı. Artık hem kendisinin hem de bütün insanların merak ettiği şeyi görecekti. İşte artık Çatalhöyük’taydılar! Şaşırdınız değil mi? Birçoğunuzun piramitlere veya Göbeklitepe’ye gideceğini düşünmüş olduğunuzu biliyorum. Çatalhöyük, Göbeklitepe gibi tarihi bir yer. Ama Çatalhöyük, Şanlıurfa’da değil, Konya’dadır ve daha az ünlü bir yerdir.

Profesör oradaki medeniyetin gizemlerini öğrendi. Artık dünyanın bu gizemleri öğrenme zamanı gelmişti. Profesör kendi zamanına geri döndüğünde ilk işi İstanbul’a gitmek oldu. İstanbul’da bir konferans düzenleyip Çatalhöyük gizeminin sırrını herkese açıkladı. Konferansta anlattıklarına hiç kimse inanmadı. Usta arkeologlar Murat, Elif ve Hasan, profesörün dediklerinin gerçek olup olmadığını anlamak için Konya’ya geldiler ve oradan da Çatalhöyük’e geçtiler.

Çatalhöyük’e geldiklerinde, profesörün dediği her şeyin doğru olduğunu anladılar. Profesör ve arkeologlar, tüm dünyaya bu gerçeği duyurdular. Artık bütün dünya bu gizemi biliyordu. Profesör, bu gizemi çözdüğü için çok mutluydu.

(Visited 3 times, 1 visits today)