DÜNYANIN YEDİ HARİKASI NEDİR
Dünyanın yedi harikası olarak kabul edilen tarihi yapılar: Mısır Piramitleri, İskenderiye Feneri, Babil ve Asma Bahçeleri, Zeus Heykeli, Efes- Artemis Tapınağı, Rodos Heykelleri ve Halikarnas Mozolesi’dir. Bunlar çeşitli yazarlarca, insanın yaptığı inanılmaz yapılar olarak, “harika” diye adlandırılır. Yapıların önemi, yapıldıkları dönemin tekniklerine ve imkanlarına göre olağanüstü çabalar gerektirmeleridir. Harikalar birçok antik yazarın ve aydının ilgisini çekmiş, birçoğunun seyahate çıkmasını sağlamıştır. Bu yazdıklarımız antik dünyadan beri bilinen ve o dönemden beri aynı adla anılan “antik dünyanın yedi harikasıdır.”
- MISIR (KEOPS) PİRAMİTLERİ
Firavunların kudretini ve egolarını temsil ettiği söylenen piramitler içinde, Keops Piramidi en yüksek ve görkemli piramittir. 146 metre yüksekliktedir. Her biri 30 tonluk 2 milyondan fazla taş blok kullanılarak yapılmıştır. Dünyadaki en büyük anıttır. Defin odası granit bloklarla kaplıdır. Taşlar büyük bir kusursuzluk içinde yerleştirilmiştir. Piramit kutsal bir yıldız hedefler ve kuzeye doğru bakar. 30 yıl boyunca yüz binlerce işçinin emeğiyle tanrı kral firavunun mezarı olması amacıyla yapılmıştır.
Eski Mısır’da Firavun, tanrı olarak kabul ediliyordu. En büyük piramidin(mezarın) sahibi Firavun Keops, ruhunun ebedi istirahati için 2600 yıl önce bu piramidi yaptırdı. Mısırlılar ölümden sonraki yaşama çok önem veriyordu. Vücudun ölümden sonra kullanılacağı inancıyla mumyalama yapar ve önemli eşyalar da mumya ile birlikte gömülürdü. Keops’un oğlu da yanında daha küçük bir piramit yaptırmıştır.
- BABİL
Mezopotamya’ya hayat veren iki nehir ; Dicle ve Fırat. Efsanelere göre cennet bu iki nehrin arasındaydı.. Efsanevi kraliçe Semiramis kanallar yaparak nehir sularını çorak toprağa vermiş ve Babil’de çiçekler, bahçeler oluşmuştu. Babil bu zamanlardaki en büyük kentti. M.Ö. 4-2.yy.larda Avrupa mağara devrini yaşarken, Mezopotamya’da altın devir yaşandı. Binlerce yıl önce öyle sanat eserleri, inşaat teknikleri vardı ki bugün bile oldukça etkileyicidir. Yazı da bu esnada icat edildi.Babil şehrinin çevresi 100 km. civarında olup, bu şehri kurmak için kullanılan briketlerden ay’a kadar yol yapılabilir. Briketler nehir kenarlarındaki balçığın kalıplara alınıp kurutulmasıyla oluşan yapı birimleridir. Diğer meşhur bir yapı: Babil Kulesi 90 metre uzunluğundaydı. Tanrı Marduk’a adanmış ve bir kısmı hala ayaktadır. Bugün ayakta olmayan, yalnızca kalıntılarından anlaşılan bu bahçe ve Babil Şehir Kompleksi antik dünyanın yedi harikasındandır.
- OLİMPİYA’DAKİ ZEUS HEYKELİ
M.Ö. 7-6 yy.larda 4 yılda bir olimpiyat oyunları yapılıyordu. Kutsal niteliği olan bu oyunlarda kazananlara zeytin dalı verilirdi. Uzun süreli başarılı olan yarışmacılara maaş bağlanırdı. Olimpiyatlar halkların kardeşliği için bir araçtı. Zeus Heykeli de olimpiyatların yapıldığı Olimpiya şehrindeydi. Fildişi ve altından yapılmış olan 12 metre boyundaki Zeus heykeli o zaman ziyarete gelenlere üzüntüleri unutturuyordu. Bir hac yeri gibiydi, ziyaret edilmesi zorunluydu. Üzerinde: “Karmenias’ın oğlu Atina doğumlu Phideas benim yapımcımdır” yazıyordu. Bu eserden bugün yalnızca kitaplarda bahsedilir. Günümüze ulaşmamıştır.
- RODOS HEYKELLERİ
Ege Denizi’ndeki Rodos Adası’nda bulunduğu ve M.Ö. 225 yılı civarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Rodos’un eski uygarlığından günümüze çok az şey kalmıştır. Eskiden burada bir felsefe okulu da vardı. Ada 300’den fazla heykeliyle meşhurdu. Bugün kalan birkaç eserin sanatsal boyutu, ünlü heykeltraş Mikalenjelo’yu bile hayrete düşürmüştü. Bizanslı Philon Güneş tanrısı Helios’un onuruna dikilen meşale tutan insan(Colossus) heykelinden bahseder. 12 yılda yapılmış ve 60 yıl boyunca ayakta kalmıştı. Daha sonra yıkıldığı Philon tarafından anlatılmıştır.
- İSKENDERİYE FENERİ
Nil Nehri üzerinde, var olup olmadığı tartışma konusu olan fener Pharos Adası’nda bulunuyordu. O dönemde Nil Nehri, kuzeyle güneyi birleştiren önemli bir ticaret yoluydu. Fener kelimesinin buradan geldiği söylenir. Dönemin kitap ve paralarında betimlenmiştir. M.Ö.80’de yapıldığı ve yüksekliğinin 120 m. olduğu eski kaynaklarda anlatılmaktadır.
- HALİKARNAS MOZOLESİ
Türkiye’de Bodrum (eski adıyla Halicarnasus), M.Ö. 5-4.yy.larda Dorlar tarafından kuruldu. M.Ö. 386 yılında Bodrum Pers hükümranlığına girdi. Persler bölgeleri satrap denilen valilerle yönetiyordu. Bodrum’un satrapı Mozol adlı biriydi. Politika ve entrika ile kendi başına bir devlet oluşturdu. Adına yapılan anıt mezar bugün dahi anıt mezarların adıyla anılmasını sağladı. Mozol öldüğünde eşi Artemis tarafından kocasının anısını yaşatmak için çok büyük bir anıt yapıldı. Büyük mermer kaplı bir kaidenin üzerinde 38 iyonik tarzda sütunla oluşan bu yapının çatısı piramit biçiminde kat kat yükseliyordu. Kaidesiyle birlikte 43 metre idi. Mozole bugün yoktur. Kalıntıları İngilizlerce İngiltere’ye kaçırılmıştır.
- ARTEMİS TAPINAĞI
Günümüzde sadece kalıntıları olan tapınağın, antik çağda tanrıların bulunacağı kadar etkileyici olduğu konusunda görüşler ağırlık kazanmıştır. 110 metre boyunda ve 55 metre genişliğinde bir temele sahipti. Beyaz mermerden yapıldı. 18 metre yüksekliğinde 127 sütuna sahipti. Zeus ve Ledas’ın kızı tanrıça Artemis’e adanmıştır. Artemis Yunanlılarda av tanrıçasıyken Anadolu’da bereket tanrıçası ve tüm canlıların koruyucusu kabul edilirdi. Zarif ve incelikli bir tarza sahipti. Yunanlılar kadın ayaklarının vücudunun 1/8’i olduğunu keşfetti ve sütunların tabanlarını böyle yaptı.
KAYNAKÇA: www.dmy.info
www.bilgiustam.com