Hayallerden Farksız

Bir gün Saray’da Yaşam adlı bir kitap okuyordum. Merak ettim saraylar nasıl bir yer, kraliçeler, krallar nasıl insanlar? İçimi bir merak sardı. Acaba saraya gidebilir miyim? diye düşündüm. Kitabın yarısına geldikten sonra kendimi bir anda saray kapısının önünde buldum. Çok renkli bir yerdi. Şık dekorasyona sahipti. Kendimi rüyadaymış gibi hissettim. Kral ve kraliçe beni kapıda karşıladı. Zeynep hazretleri “Bugün seninle biz yakından ilgileneceğiz. Bizimle kalmayı ister misin?” Diye sorduklarında şaşkınlıktan hiçbir şey söyleyemedim. Kral “Bunu evet olarak kabul ediyorum.” dedi. Hizmetçiler beni odama götürdüler.
Sarayın odaları kendi odamın büyüklüğünden tam 3 kat daha büyüktü. Odaya girer girmez kendimi yatağa attım. Yorgunluktan uyuyakalmışım. Uyandığımda odamda prenses uyanmamı bekliyordu. “Hadi gel sana sarayımızı gezdireyim.” dedi. “Adını sormayı unuttum, senin adın ne diye sordu?” Ben kendi adımı söyledikten sonra onun adının da Clara olduğunu öğrendim. “Nereye gidiyoruz?” diye sordum. “İlk önce bahçelerimizi göstereceğim sana.” Bahçelerine yaklaştığımızda ne kadar büyük olduğuna inanamamıştım. Ufka kadar uzanıyordu.
Clara “Az sonra çay partisi başlayacak ona yetişmeliyiz” dedi. Çay partisinde herkes gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Suratlarında şaşkınlık ifadesi ile benim kim olduğumu merak ediyorlardı. Çay partisine katıldıktan sonra Clara beni kapısı kocaman kulpları altın olan duvardan duvara bir sürü kitabın olduğu bir odaya getirdi. Bu oda kütüphanelerden bile büyüktü.
Birkaç kitap alıp salona doğru ilerledik. Koridordan geçerken yerdeki kırmızı halı çok yumuşak ve dikkat çekiciydi. Kocaman bir kanepeleri vardı. Kitapları oturup okumaya başlamadan önce duvarlardaki tablolar ve ışık çok dikkatimi çekmişti. Kitapları okurken kitapların çok eski olduğunu fark ettim. Yumuşak koltuklarından kalkınca kendimi çok rahat hissettim. Koridorun sonundaki kapıdan içeri girdiğimizde upuzun masanın olduğu yemek salonuna geldik. Masanın üstü çeşitli yemekler, pastalar, meyveler, çiçekler ve şık mumlarla düzenlenmişti. Hepsi çok güzel ve ihtişamlı gözüküyordu. Yemek bittikten sonra herkes odalarına dağıldı. Ben odama geldiğimde günümün ne kadar güzel ve değişik geçtiğini düşünüyordum. Yatağımda bunları düşünürken uykumun arasında “Hadi kızım sabah oldu acele etmezsen okula geç kalacaksın.” diye bir ses duydum. Uyandığımda akşam kitap okurken uyayakaldığımı fark ettim. Biraz hayal kırıklığına uğramıştım.  Rüyam o kadar gerçekti ki hiç uyanmak istemedim.

(Visited 3 times, 2 visits today)