Günümüzde veganlığın ne olduğunu bilmeyen biri kalmamıştır diye düşünüyorum. Özellikle sosyal platformlarda ateşli tartışmaların yapıldığını da hesaba katarsak, herkesin bilgi sahibi olduğu söylenebilir. Bir kesim veganlığın yaşamın sürdürülebilmesi için gerektiğini söylerken; karşı kesim ise bunun bir seçim olduğunu, hayatın bir besin zincirinden oluştuğunu ve bu besin zincirini bozmanın asıl sonu getireceğini söylüyor. O zaman sorumuz şu: İnsanlık 2030 yılına kadar vegan olmazsa dünyada yaşam var olabilir mi?
İlk insanın oluşumundan beri insanlarda avcılık vardır. Bunun yanında doğada bulunan otlarla da beslenilmiştir. Veganlık burada bitkisel bir beslenme programını savunur ve hayvansal hiçbir besin tüketilmesine izin vermez. Bana sorulursa benim için veganlık gerekli değildir çünkü veganizmin dengeyi bozan asıl durum olacağını düşünüyorum. Hem et hem ot yani hepçil bir beslenmenin en doğru seçenek olduğu fikrinden cayacağımı pek sanmıyorum. Basketbolla ilgili izlediğim bir belgeselde üç insanla bir deney yapılıyor. Bu deneyde birinci kişi sadece etle, ikinci kişi hem ot hem etle, üçüncü kişi ise sadece otla besleniyor. Deney süresi sona erdiğinde her kişiden kan örneği alınıyor ve sadece etle beslenen kişinin kanındaki yağ oranı en yüksek çıkarken, sadece otla beslenen kişinin kanında çok az miktarda yağ tespit ediliyor. Hepçil kişideyse ortalama bir yağ oranı olduğu bizlere sunuluyor. Bu sonuçlardan yola çıkarak, etçil beslenmenin de yararımıza olmayacağını söylersek bence doğru bir tespit yapmış oluruz. Bu sonuçlarla veganlığın yağ oranının düşüklüğü konusunda üstünlük kurduğunu görebiliriz ama tek bir bilimsel deneyle seçim yapmak yanlış bir tercihtir.
Protein oranındaysa kıyasıya bir mücadele olduğu söylenebilir. Et ürünlerinden örnek verirsek; 100 gram kırmızı ette 21 ila 28 gram, tavuk etinde 24 ila 27 gram, balık etindeyse 18 ila 20 gram protein bulunur.Veganların tüketebileceği en yüksek oranda protein içeren besinlere bakarsak; 100 gram nohutta 21 gram, maş fasulyesinde 24 gram, kuru fasulyedeyse 22 gram protein bulunmaktadır. Bu verilere dayanarak protein oranında etin daha önde olduğunu kanıtlamış oluruz. Vegan beslenmede yeterince B12, kalsiyum ve demir almakta güçlük çekilir. Eğer buna uygun bir beslenme programı yapılmazsa demir eksikliğinden kaynaklı depresyon gibi ruhsal problemler bile oluşabilir.
Şimdi benim savunduğum “hepçillik” sistemine bakalım. Hepçillik zaten insanların konulduğu kefedir fakat veganlık bunu da savunmaz. Buradan yola çıkarsak hepçil beslenmede yağ oranının bir problem yaratmayacak düzeyde kaldığı anlaşılır ve protein oranı olarak veganlığın üstündedir. Veganlıktaysa yağ oranı çok düşük olur ve bu harikadır ama protein eksikliği gibi problemler yüksek ihtimalle ortaya çıkar. Aynı herkes vegan olursa inek ve tavuk gibi hayvanların ürünlerine ihtiyaç duyulmaz, bu hayvanların fazla üremesi durumundaysa ekosistem bozulur.
Sonuç olarak asıl sonun herkesin vegan olmasıyla oluşabileceğini savunuyorum ve herkesin vegan olmasının yapılacak en büyük hatalardan biri olacağını düşünüyorum.
KAYNAKÇA
diyetkolik.com
google.com