Sanat Şiiri

Senin gezdiğin bahçede çiçek açmaz. Bizim diyarımız da binbir baharı saklar. İstersen sen bizi kolumuzdan tutarak çek, Düz caddede, dağda gezen ayaklar incinir. (1. Dörtlük)
1. dörtlük süslü bir anlatım içeriyor. Düzyazıya dökülmüş halinde bile duruluk içermez. Anadolu sanatının içerik olarak daha dolu olduğu anlatılmaya çalışılmıştır.

Sen kırk yıllık bir mabedin kubbesinde mozayik ararsın, içini gezersin. Biz bir sülüs yazısı, bir parça yeşil çini görsek heyecanlanırız. (2. Dörtlük.)
Burada süslü ve duruluktan uzak bir anlatım kullanılmıştır. Anadolu sanatındaki içeriklerin doluluğundan bahsediliyor.

Çiçekli bir sahnede, beyaz bir kelebeğin raksına dalarken derinden için titrer. Dağ gibi bir zeybeğin toprağa diz vuruşu, bizim kalbimizi kımıldatır yerinden. (3. Dörtlük)

Burada zeybeğin bale (?) gibi tasvir edilen sanata karşı daha heybetli oluşundan bahsedilmiştir. Bu dörtlükte somut ifadelerinin kullanımı daha sıktır.

Fırtınayı andıran orkestra sesleri senin sinirlerine bir ürperiş getirir. Bizde ise ıstırap çekenlerin acıklı nefesleri hazin bir musiki yerine geçer. (4. Dörtlük)

Burada müzik anlayışındaki farklılıklara değinilmiştir. “Istırap çekenlerin acıklı nefesleri hazin bir musiki yerine geçer” kısmında ise yine heybetlilik konusuna değinilmiştir.

Yabancı bir şehirde, bir kadın heykelini uzunca, anlayan gözlerle süzersin. Biz, ruhumuzun en büyük zevkini, bir köylünün kıvrılmayan belini gördüğümüzde duyarız. (5. Dörtlük)
Yine sen (batı sanatı) eleştiriye tabi tutulmuş. Bir kadın heykelinin “anlayan” gözlerle süzülmesi gerçekte anlaşılmıyor olmasını ima ediyor olabilir. Çok süslü bir anlatım kullanılmamıştır.

Anadolu, karşımızda söylenmemiş bir masal gibi dururken başka sanat bilmeyiz. Arkadaş, biz bu yolda türküler tüttürürken ayrılıyor yolumuz. Sana uğurlar olsun.

(Visited 1 times, 1 visits today)