Uğurlar Olsun!

Ey sevgili,

Bunca yıl görmedin bahçemdeki güzellikleri. Sandın ki çicek sadece senin gezip gördüğün yerlerde biter ama çok yanıldın aşkım. Öyle meftun olmussun ki kapanmış gözlerin görmüyor başka bir şeyi. Hatırla! Hatırla gezdiğimiz madedi. Kalbinde yatan hayranlıkloa aradın içerde mozaikleri. Bense bağlamışım gönlümü memleketime çözülmez görsede başka yüzler. Hala sızlar yüreğim, yüzüme bir tebessüm konar ne zaman görsem yurdumun yeşil çinisini,sülüs yazılarını.

Kolay kolay çözülmez bağlarım. Ama sen! O balerinler süzülürken, içinde bir titreme hissediyorsun, aşkım. Oysa hiç mi görmedin? Bir diz vuruşuyla yeri inleten efemizi. Her bir adım, her bir nota, sanki ruhumuza işleyen bir melodi gibi; o gürültü içinde bile, kalbimizde yankılanıyor. Bir an olsun, hissetmedin mi o anların büyüsünü? O ezgiler, içindeki tutkuya tercüman olan sesler.

Sen, yabancı bir şehirde bir kadın heykelini uzun uzun incelerken, ona anlam dolu bir gözle bakıyorsun. O heykelin zarafeti seni büyülüyor; her bir detayında hayatın estetiğini arıyorsun. Ama ben, en derin zevkimi ruhumda hissediyorum. Bir köylünün belinin kıvrılmadığını gördüğümde bile, o anın bana sunduğu gerçekliğin derinliğini hissediyorum. O bel, tarımın emekle şekillenen simgesi, doğanın insana sunduğu sadeliğin ve gücün yansıması.

Benim sanat anlayışım farklı; karşımda Anadolu dururken, onun bereketli topraklarında yetişen çiçekler, yeşil çini taşları ve geleneksel el sanatları varken başka bir sanata ihtiyaç duymuyorum. Anadolu, söylenmemiş bir masal gibi; içinde anlatılmayı bekleyen pek çok hikaye barındırıyor. Her gün bu masalların bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum, ama şimdi her şey farklı.

Bu yolculukta türkülerimi söylerken, içimdeki özlemi, sevdayı ve yaşadıklarımı paylaşıyorum ama artık seninle birlikte olamayacağım. Ayrılıyorum, sevgilim; bu karar beni derinden üzüyor. Ama yollarımızın ayrılması, seni sevmemin önüne geçemeyecek. Beni hatırladığında, içindeki sıcak duyguları hissetmeni istiyorum. Belki de zamanla, hayat bize yeni yollar çizecek.

Ama biliyorum ki, sen Batı’nın heykellerine hayranlıkla bakarken, Anadolu’nun köylüsünün belinde saklı olan derin hikayeleri göremiyorsun. Bu toprakların zenginliğini, sanatın gerçek anlamını görmüyorsun. Hayran olduğun o yabancı estetik, bizlerin özünden uzak, bir maske gibi. Bizim kültürümüz, yalnızca heykellerde değil, topraklarımızda, türkülerimizde ve hayatımızın her anında. Bu gerçekleri göz ardı etmek, en büyük kaybımız olacak.

Sevgi ve özlemle veda ediyorum ama içimdeki bu duygu, Batı’nın yanıltıcı büyüsüne karşı duracak. Anadolu’nun özünden gelen sanat, hepimizin ruhunu beslemeye devam edecek.

Unutma ki, seni düşündüğüm her an, içimde bir parça sevgi hep kalacak. İkimiz için de en iyisi bu belki de. Senin için en güzel dileklerimle veda ediyorum. Uğurlar olsun, sevgilim.

(Visited 53 times, 1 visits today)